Makaleler


Sık idrara gitme, idrara başlamada güçlük, azar azar idrar yapma, tam boşaltamama hissi, damlama, ani sıkışma hissi ve bu hisle beraber bazen idrar kaçırma, genital bölgede ağrı ve huzursuzluk hissi gibi semptomlar yaratan kişiyi toplum ve sosyal yaşamdan uzaklaştırabilecek bir rahatsızlık dır. Bu semptomlar erkeklerde prostat hastalığı bayanlarda idrar yolları iltihaplarıyla karıştırılabilir.

Mesanenin kabaca çalışma prensibi 350-400 cc kadar idrar depoladık tan sonra beyne dolduğuna dair sinyal gönderir ve kişi tuvalete giderek beyinden gelen emir doğrultusunda idrarını yapar.

Hiperaktif mesaneli kişilerde ise idrar torbası 50-100 cc idrar varken beyne çok doldum sinyali gönderir kişi sürekli tuvalet aramak zorunda kalır mesane boşken dahi mesane sinirleri dolu sinyali göndererek kişiyi huzursuz eder ve bazen de beyinden işeme komutu gelmeden kasılarak idrar kaçırmaya sebebiyet verebilir.

Kabaca idrar torbasının sinir siteminin aşırı çalıştığı bir durumdur.

Çağımızda giderek artan sinir sitemlerimizi çok yoran fiziki ve duygusal stresler nedeniyle bu hastalığın görülme oranları da giderek artmadadır. Çocuklarda görülen sınav stresi, arkadaş paylaşımları iş yaşamı ve sosyal medya kaynaklı streslerde görülme sıklığını artırmak dadır.

Ayrıca sinir sitemlerini uyaran soğuk hava (bu hastalar yazın kendilerini iyi hissederken kışın şikayetleri agreve olur), kafeinli içecekler (çay, kahve, kola), gazlı içecekler, acı biber, sigaradaki nikotin, idrar yolları iltihapları gibi faktörlerde bu hastaların şikayetlerini arttırır.

Suyu az içen hastalarda idrar torbasında oluşan kristallerde sinir sistemini tahrip ederek bu şikayetlere sebep olabilir.

Tedavide hastalığı tetikleyen faktörlerden uzak durmak, özellikle stresle başa çıkabilmek (günümüz şartların da zor olabilmekle birlik de) ve içilen su miktarını dengeli bir şekilde arttırmak semptomlar da önemli bir düzelme sağlamaktadır.



Prostat tüm erkeklerde bulunan idrar torbasının hemen altında rektumun hemen önünde üretra dediğimiz işeme kanalını çepeçevre saran ceviz büyüklüğünde (18gr) bez yapısında bir organ olup, salgıladığı salgılarla üreme fonksiyonlarına yardımcı olur. Üzerinden sertleşmeyi sağlayan sinirler geçmektedir.

Prostatın salgıladığı salgılar meni hacminin %30-40’ lık bir kısmını oluşturup spermlerin dış ortamda canlılıklarını ve hareket kabiliyetlerini devam ettirmede yardımcı olur. Prostatın salgıladığı alkali (bazik  pH=7,5) olan sıvı  meniye süt görünümünü verir ve bu salgılar meniyi önce pıhtılaştırır sonrada pıhtının erimesini sağlar.

Prostat salgıları asidik bir ortam olan kadın vaginasında (pH=4) alkali bir ortam oluşturarak spermlerin asidik ortamda ölmelerini engeller. Meniyi vagen içerisinde önce pıhtılaştırıp tutunmayı ve aisidk ortamdan korunmayı sağlar daha sonra pıhtıyı eriterek spermlerin hareket ederek yumurtayı döllemelerine yardımcı olur

 

Birçok erkeğin korkulu rüyası olan prostat nedeni tam aydınlatılamayan sebeplerden dolayı 25-30’lu yaşlardan itibaren büyümeye başlayıp 45-50’lı yaşlarda bu büyüme hızlanmaktadır. Bu büyümeyi durduracak veya yavaşlatacak, medikal, paramedikal gıda, ilaç gibi ajanlar halen araştırılma aşamasındadır.

BPH’da Semptomlar

Bph sık idrar çıkma idrar yaparken zorlanma ani idrar hissi ve bazen idrar kaçırma ile kendini gösterebilir. Bu semptomlara bağlı olarak kişinin gün içerisindeki aktivitelerini kısıtlama sosyal olarak kendini geri çekme, geceleri sık uyanmaya bağlı yorgunluk halsizlik, ayrıca rahat idrar yapamamaya bağlı kasık ve genital bölgede sızlama tarzı ağrılar ve huzursuzluk hissi gibi sosyokültürel ve psikolojik rahatsızlıklara sebebiyet verebilir.

Bph şikayetleri:

  • İdrara başlamada gecikme (hesitency)
  • İdrarın tazyiğinde azalma
  • Kesik kesik idrar yapma (intermittency)
  • İdrar yaptıkdan sonra tam boşaltamamama hissi
  • Gece uyuduktan sonra iki defadan fazla idrara kalkma isteği (noktüri)
  • Gün içerisinde iki saatte bir veya daha sık idrara gitme (pollaküri)
  • Ani idrar yapma isteği (ugency) ve bu ani istekle beraber idrar kaçırma (urge inkontinans) gibi semptomlar görülebilir.

Bph ‘da Tanı

Yukarıda belirtilen semptompları bulunan tüm hastalara bph açısından değerlendirme önerilir ancak prostat kanseri hiçbir semptom vermeden gelişebileceği için 50 yaşından sonra tüm erkeklere (birinci derece akrabalarında prostat kanseri bulunan erkeklere 45 yaşından sonra) yılda bir kez prostat muayenesi ve PSA dediğimiz prostat kanser tarama testinin yapılması önerilir.

Prostatın iyi huylu büyümesi olarak kabul edilen bph’nın yanında prostat bezi hacim olarak hiç büyümeden ve işeme semptomları yaratmadanda kanser geliştirebilir, bu nedenle psa takibi çok önemli bir olgudur.

– Fizik Muayene: Prostat makattan yapılan parmakla muayenede büyüklüğü ve ele gelen kitle olup olmaması açısından rahatlıkla değerlendirilebilir.

– PSA: Prostat şikayetleri ile başvuran hastalarda kanser taraması için mutlaka psa bakılmalı sonrasında parmakla rektal muayene bakılmalıdır.

– Üriner USG: Prostat hacminin ölçülmesi, mesane kapasitesinin değerlendirilmesi, işeme sonrası idrar torbasında kalan idrar miktarının tespiti (PMR), ve böbreklerin durumu için ultrasonografi yapılmalıdır.

-Üroflowmetri: İdrar akımının değerlendirilmesinde üroflowmetri dediğimiz test yardımcı olur. Bu test de hasta idrara iyice sıkıştırılarak özel bir aletin içine idrarını yapması istenir.

-Kreatin: İşeme zorluğuna bağlı nadiren de olsa böbrek fonksiyonları bozulabilmesi nedeniyle kreatin bakılması da faydalı olmaktadır.

Bph ‘da Tedavi

– Medikal tedavi

– Fitoterapi

– Alfa blokerler

– Beş alfa  redüktaz inhibitörleri

– Kombinasyon tedavileri

– Cerrahi tedavi

– Açık prostatektomi

– Transüretral prostat rezeksiyonu (TUR-P)

  • Diğer tedavi alternatifleri

Bph ile ilgili tedaviler hipokrat zamanından beri denenmektedir bu amaçla değişik bitki ekstreleri yüzyıllar boyunca kullanılagelmiştir. Halen ilaç halinde piyasada bulunun değişik bitki ekstreleri bulunmaktadır. Bu tedaviler prostat tedavisinde kısmi fayda sağlamaktadır.

Modern tıpbın bph ile ilgili  kullandığı günümüzde iki grup ilaç mevcuttur. Birinci grup alfa blokerler dediğimiz prostat düz kaslarında gevşeme yapan ve işeme kanalında gevşeme sağlıyan ilaçlar. İkinci grupda ise 5 alfa redüktaz inhibitörü dediğimiz prostat büyümesinde etkili olan testesteronun etkilerini bloke eden ve bu amaçla prostat hacminde kısmi küçülme sağlayan ilaçlar. İkinci grupdaki ilaçlar prostat hacminin 40 gram ve üstünde olduğunda daha etkili olurken alfa blokerler tüm prostat hastalarına verilebilir.

Bph tedavisinde diğer bir tedavi seçeneğide cerrahi prosedürlerdir. Cerrahi tedaviler eski dönemde altın standart tedavi açık prostatektomi iken günümüzde TUR-P dediğimiz trans üretral prostat rezeksiyonu altın standart tedavidir. Ancak bu tedavi çok büyük prostatlarda operasyon süresinin uzaması nedeniyle pek kullanılmamaktadır. Eski dönemde 60 gramın altındaki prostatlara TUR önerilirken günümüzde deneyimin artması teknik aletlerin gelişmesi sayesinde 120 grama kadar olan prostatlarda TUR operasyonu önerilmektedir. Halk arasında kapalı prostat ameliyatı olarak bilinen TUR operasyonunun açık cerrahiye göre hastanede kalış süresinin azlığı, kanama miktarının az olması, operasyon sonrası hasta ağrı ve konforu açısından açık prostatektomiye göre daha üstündür.

Yine kapalı yöntemle yapılan ve bir dönem popülerliği artmış gibi görünen lazer enerji kaynağı kullanılarak yapılan prostatektomi operasyonları ( greenlight, redlight) ise günümüzde popülerliğini kaybetmektedir. Lazer prostatektomi esnasında prostat dokusunun çıkarılamaması bu nedenle patoloji örneği alınamaması, cerrah açısından öğrenilmesinin daha zor bir yöntem oluşu, en önemlisi de operasyon sonrası çoğu hastada görülen dizüri dediğimiz idrar yaparken yanma şikayetinin diğer tedavilere göre çok daha uzun seyretmesi ve pahalı bir yöntem olması nedeniyle popüleritesini kaybetmiştir.

Prostat tedavisinde anestezi alamayan hastalara uygulanılan lokal anestezi eşliğinde yapılabilen termoablasyon, termoterapi, hipertermi, balon dilatasyonu ve stend uygulamaları gibi tedavi yöntemleride mevcuttur.

Sıkça sorulan sorular

Prostat tedavisinde en çok sorulan sorular arasında bulunan sertleşme bozuklukluları, meninin gelmemesi gibi durumlar, cerrahi tedaviler sonrası görülebilmektedir. Meninin gelmemesi durumu prostatın yeterince çıkarılıp ve prostatik lojun tamamen açıldığı vakalarda % 80 civarında görülmektedir. Bu durum aslında meni gelmemesi durumu olmayıp meninin açılmış olan prostatik lojdan idrar tobasına kaçması durumudur. Hastalarda boşalma hissi olmakda idrar torbasına kaçtığı için meni gelmemektedir. Sertleşme sorunu ise penise giden sinirlerin prostatın dış kapsülü üzerinde seyretmesi bizimse cerrahi tedaviyle iç kısımını çıkarmamız nedeniyle pek görülmemektedir. Ancak derin rezeksiyonlar esnasında nadiren sinirlere zarar verilebilmesi nedeniyle %2-5 olgu da görülebilmektedir.

Prostat Biyopsisi

Biyopsi işlemi şüpheli görülen durumlarda kanser enfeksiyon veya diğer patolojileri ayırmak amacı ile yapılan şüphelenilen dokudan örnekler alınarak mikroskop altında incelenmesi işlemidir. Örnek alınma işlemi açık cerrahi veya iğne yardımı ile yapılabilir.

Prostat yerleşimi gereği iğne ile kolay ulaşılabilmesi nedeniyle ultrasonografi yardımı ile rektumdan veya perineden (skrotumun hemen altı rektumun önü) yapılabilmektedir.

Prostat da bize kanseri düşündüren en önemli iki olgu vardır bunlardan birisi parmakla rektal muayene esnasında ele gelen kitle oluşumudur. Diğeri ise yüksek psa düzeyleridir.

Şüpheli durumda ultrasonografinin transrektal probu yardımı ile anal kanaldan girilerek özel bir iğne yardımı ile prostatın değişik yerlerinden doku örnekleri alınır. Standart prostat biyopsisinde genellikle 12 parça alınır ancak şüpheli görülen bölgelerden daha fazla sayıda da parça alınabilir.

Prostat biyopsisi yapılırken kan sulandırıcı ilaçlara dikkat edilmesi gerekmektedir. Ayrıca hemoroid gibi ek hastalıklar sebebiyle işlem sonrası uzamış kanamalar görülebilir. İşlem sonrasında idrar ve makattan bir miktar kanama görülebilir. Bu kanamanın çok olması veya uzaması halinde dokturunuza danışmanız önerilir.  Ayrıca makattan işlem yapılması nedeniyle enfeksiyon hastalıkları gibi durumlara dikkat edilmesi gerekmektedir.

Sünnet

müslümanlık ve yahudilikde dini gereklilik olarak yaptırılan sünnet; glans penis dediğimiz pensi uç kısmını saran sünnet derisinin (prepisyum) çepecevre kesilerek çıkarılması işlemidir .

bu işlemin bilimsel makalelerde tipbi hiç bir faydası olmadığı ifade edilsede klinik olarak sünnet olmayan şahıslarda idrar yolu enfeksiyonları üretrit gibi iltihabi sorunların daha fazla görüldüğü bir gerçekdir.

sünnetin yaşı

sünnet işlemi yara bakımı ve cerrahi teknik açıdan her yaşda yapılabilmekle beraber çocuk doktorları (pediatristler) çocuğun bağışıklık sistemi henüz gelişmediği ve olası bir enfeksiyon durumunda çocuğa çok zararı olabileceği için ilk altı ay sünnet önremezler. ancak günümüzde ameliyathanede steril ortamlarda sünnet yapıldığından enfeksiyon riski yok denecek kadar az olması nedeniyle altı aydan küçük çocuklarda sünnet edilebilmektedir.

bunun yanında çocuk pasikolaglarının ve şahsen kendiminde deneyimlediğim 2-5 yaş arası çocuklardada sünnet önerilmemekdedir. bu yaşlarda çocuk gelişim aşamasında ve kendi vücüdünü tanıma aşamasındadır. ve sık sık sünnet derisi ve penisiyle oynama eğilimideyken yapılan sünnet çocuğun psikolojisi çok etkilemektedir ,bu nedenle çocuğun bilinçsel faliyetlerinin gelişmediği dönem olan iki yaşından önce yada olgunlaştığı dönem olan beş yaşından sonra sünnet yaptırmak gerekmekdedir. bu yaş aralığında klinik mecburiyet olmadığı sürece sünnet önerilmemektedir.

yenidoğan sünneti

ben kendim bu kadar küçük bebeklerin sünnet olmasına başta karşıyken yaptığım sünnetlerden sonra bebeğin ve işlemin çok rahat olması nedeniyle artık tavsiye etmekdeyim. bebeğin sinir sistemi tam gelişmemesi sebebiyle ağrı hissinin çok zayıf olması, bebeğin hareket kabiliyetinin olmaması ve cilt altı yağ dokusunun da az olması sebebiyle sünnet işleminde cerrah açısından çok rahat yapılabilmektedir. bu nedenle bir günlük bebeklerde dahi sünnet işlemi rahatlıkla yapılmaktadır.

sünnetde anestezi

sünnetde cerrahların çoğu genel anesteziyi tercih eder ancak türkiyede aileler anestezi komplikasyonlarından çok çekinmeleri nedeniyle lokal anestezi ısrarı devam etmekdedir. genel anestezinin minimal komplikasyonları olmakla birlikte ameliyathane ortamında her türlü gerekli teçhizatın bulunması nedeniyle riskler neredeyse sıfıra yakındır.

lokal anestezide ise en küçük iğne ile penis etrafına dört bölgeden anestezik madde yapılmakdadır iğnenin küçük olması nedeniyle iğne çocukları çok rahatsız etmemekle birlik de verilen ilaçın bir miktar yakıcı etkisi olmasından dolayı çocuklar ajite olmaktadır. ayrıca lokal anestezi ağrı duyusunun yok ederken dokunma duyusunu yok etmemekdedir ve çocuklar daha temizlik aşamasında dahi dokunma hissini ajitasyon dan dolayı ağrı olarak algıladıklarından sıkıntılar yaşanmakdadır.

günümüz şartlarında 6 aydan büyük tüm çocuklara şahsen maske anestezisini tavsiye ediyorum .

sünnet tekniği

halkımız tarafından basit bir işlem olarak görülen sünnetin, cerrahi kitaplarında 100 den fazla cerrahi tekniği mevcutdur. neredeyse her cerrah kendine has bir kesim şekli uygulamakdadır.

ben ise sünnet derisini askıya alarak makasla çepecevre dönerek kesim işlemini gerçekleştirdikden sonra kanama odaklarını durdurup rapit vicryl dediğimiz 2-3 hafta içerisinde kendiliğinden tamamen eriyen ipliklerle dikiş atıyorum

sünnetde yara bakımı

sünnetde sünnet derisi  glans penis dediğimiz uç kısıma genellikle yapışık olmakdadır ve işlem öncesi bu yapışıklıklara sıyırılarak açılmaktadır. sünnet sonrası sızlama tarzı ağrı yapan ve yara iyileşmesini geçiktiren bölgede burası olmaktadır. kesilen bölgedeki ağrı bir gün ,iyileşme 3-4 gün iken bu sıyrık bölgesinin ağrıları 3-4 güne iyileşmesi 7-10 güne uzayabilmektedir.

ben sünnet sonrası yara bakımı için 3 gün günde bir kez antibiyotikli merhem kullanılması nadiren gerekli olmakla birlikde ağrı kesici verilmesini öneriyorum. 3 gün banyo yapılmaması 3 gün sonra poliklinik kontrolünden sonra banyo öneriyorum ve sonrasındada kremlerini kesiyorum.

bezli çocuklarda sıyrık bölgesindeki yarayı beze bağlı sürekli sulandırması nedeniyle iyileşmesini geçiktirmektedir. ben hastalarıma mümkün olduğunca az bez içerisinde kalmasını yaranın hava alarak kurumasının sağlanmasını önermekdeyim.



Kapalı prostat ameliyatı prostat hastaları için önerilen bir cerrahi müdahaledir. Müdahale son derece steril bir ortamda steril teçhizat ile gerçekleştirilmelidir. Bunun aksi durumlarda hasta, enfeksiyon kapabilir.

Müdahale günümüzde klasik prostat tedavisi olarak anılmaktadır. Geçmişte kapalı yöntem yerine açık prostat ameliyatı çok daha popüler ve klasik bir tedavi yöntemi idi. Ancak teknolojinin gelişmesi ile birlikte açık yöntem yerini kapalı yönteme bıraktı. Bunun başlıca nedeni cerrahi müdahalenin vücut bütünlüğüne çok daha az etki etmesi idi. Bu şekilde hasta çok daha çabuk bir süre zarfında iyileşiyor ve günlük yaşantısına çok daha kolay adapte olabilmektedir.

Operasyon, açık yöntemdeki gibi ciddi kesiler içermemektedir. Bu da dikiş gibi sonradan sıkıntı doğurabilecek işlemlerin (duruma göre azalmasına) müdahalenin bir parçası olmamasına imkan vermiştir. Taburcu olma süreci ni hızlandıran bu durum hem hastane, hem doktor hem de hasta için oldukça pozitif sonuçlar doğurmaktadır.

Kapalı Prostat Ameliyatı Ne Kadar Sürer?

Kapalı prostat ameliyatı ne kadar sürer ve süresi nedir şeklinde sorular ameliyat olacak her hastanın doğal olarak merak ettiği bir husustur. Laporoskopik ameliyat adı altında da anılan kapalı yöntemin işlem süresi esasında 1 saat ve bunun altındadır. Ancak operasyon sırasında yaşanan beklenmedik bir durum bu süreyi arttırabilmektedir.

TUR yöntemi prostat cerrahisinde oldukça yüksek başarılara imza atmıştır. Maksimum 1.5 saat gibi kısa bir sürede tamamlanan işlem iyi ya da kötü huylu prostat büyümesinden hastayı çok kısa bir sürede kurtarabilmektedir.

Açık prostat ameliyatı ile oranlandığında oldukça kısa işlem süresi olan kapalı prostat cerrahi, hastanın iyileşme süreci bakımından da benzer başarı oranları göstermektedir.

Kapalı Prostat Ameliyatı İyileşme Süresi Nedir?

Kapalı prostat ameliyatı iyileşme süresi bakımından diğer yöntemlere nazaran çok daha avantajlıdır. Hastanın taburcu olma süresi ni etkileyen bu durum, yalnızca hasta için değil doktor açısından da oldukça önemlidir. Hastasını bir an evvel gündelik hayata hazırlamak isteyen doktor iyileşme süresi bakımından hastalarına genellikle kapalı yöntemi tavsiye etmektedir.

Kapalı prostat cerrahi, ne zaman taburcu olur ya da ne zaman iyileşir gibi sorulara verecek en pozitif yanıtları verecektir. Zira hastanın iyileşerek hastaneden taburcu olması ameliyat boyu uygulanan işlemlerle doğrudan alakalıdır. İşlem sürecinde uygulanan kesiler ne denli büyükse iyileşme süresi de o denli uzayacaktır. Bu nedenle açık yöntem gibi kesi içeren yöntemler günümüzde popülerliğini kaybetmiştir. İyileşme süresi kapalı yöntemde, 3 gün ile bir haftadan çok daha kısadır. Açık yöntemde ise bu süre iki haftayı bulabilmektedir.

Kapalı Prostat Ameliyatı Anestezi Altında Mı Yapılır?

Kapalı prostat ameliyatı anestezi altında gerçekleştirilir. İşlemin gerçekleşeceği bölgenin hassas olması ve hastanın işlem sırasında acı duymaması için anestezi operasyonda şarttır. Ancak alınacak anestezi kişiden kişiye ya da rahatsızlığın boyutuna göre değişkenlik gösterebilir. Oldukça ufak cerrahi müdahalelerde anestezi spinal uygulanabilir. Lokal anestezi olarak da anılan spinal anestezi, prostat kanseri gibi ciddi ve yayılma göstermiş hastalarda yerini genel anesteziye bırakabilir.

Anestezi riskli midir şeklinde pek çok soru almaktayım. Esasında bu sorunun cevabı değişkendir. Evet, anestezi durduk yere alınmaması gereken ve bazı beklenmedik sorunlara yol açabilen bir etkendir. Buna karşın anestezi, prostat kanseri ilerlemiş bir hastada riskli olmaktan çok faydalıdır.

Unutulmamalıdır ki anestezi doktorları ve uzman üroloji doktorunuz sizin için gerekli ölçümleri yaparak size en uygun anestezi dozu ve şeklini belirleyecektir.

Kapalı Prostat Ameliyatı Fiyatları 2019’da Ne Olacak?

Kapalı prostat ameliyatı fiyatları 2019 yılında ufak farklılıklar gösterebilir. Bunun ana nedeni makalelerimde daima bahsettiğim gibi değişen enflasyon ve alım gücüdür. Enflasyonun yükselmesi yurt dışından gelen bir takım ameliyat teçhizatlarının satın alımını güçleştireceği için çoğu hastane her yıl az miktarlarda da olsa fiyat değişikliğine gidebilmektedir. Ancak bu, sanılanın aksine oldukça cüzzi rakamlarda gerçekleşmektedir.

2019 fiyat listesi hiçbir hastane için aynı değildir. Bazı hastaneler ameliyat ortamındaki cihazlara, doktorların uzmanlıklarına, kendi fiyat politikalarına ve devletle olan anlaşmalarına bağlı olarak fiyatlarını normalin çok üstünde ya da çok altında verebilmektedir.

Fiyatı düşürmek adına hastalar devlet anlaşmalı yani SGK anlaşmalı ve geri ödemeli hastanelerle işbirliği içine girmelidirler.

Kapalı Prostat Ameliyatı Neden Yapılır?

Kapalı prostat ameliyatı neden yapılır sorusuna verilecek tek bir yanıt bulunmamaktadır. Bunun nedeni TUR olarak da adlandırılan klasik prostat cerrahisinin hem iyi huylu prostat büyümesi için hem de prostat kanseri için kullanılmasıdır.

BHP olarak adlandırılan iyi huylu prostat büyümesi erkeklerde oldukça sık rastlanır. Büyüme yani prostat hacmi arttıkça erkekte özellikle idrar alışkanlıkları ile ilgili değişimler gözlemlenir. Bu değişim yani belirtiler bir zaman sonra kişiyi günlük yaşantıdan soyutlamaktadır. Zira sürekli altına kaçırma korkusu ile yaşayan ve aniden sıkışan erkek toplum içinde kendisini endişeli hissedecektir. İşte, bu durumda hastaya kapalı yöntem uygulanabilmektedir. Fazlalıkları çıkartarak hastanın mesanesini rahatlatan doktor bu yol ile hastasına sağlık verebilmektedir.

Prostat tümörü diye de adlandırılan prostat kanseri, zarar görmüş ve kullanılamaz halde olan hücreleri temsil eder. Operasyon bu hücrelerin vücuttan çıkartılmasını kapsar.

Kapalı Prostat Ameliyatı Sonrası Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

Kapalı prostat ameliyatı sonrası nelere dikkat etmek gerekir sorusunun da yine pek çok farklı yanıtı bulunmaktadır. Ameliyat sonrası dikkat edilecek huşular; egzersiz, banyo, temizlik, beslenme  gibi çeşitlendirilebilmektedir.

  • Bol su tüketerek mesaneyi yenilemek
  • Katı gıda tüketimini azaltmak bunun yerine lif oranı yüksek besinler tüketmek
  • Gün içinde ıkınmaktan ya da kendini zorlamaktan kaçınmak
  • Oturma biçimine dikkat etmek, sert zeminlere oturmamak, ağırlığı operasyon bölgesine vermemek
  • Ayakta duş almamak
  • Stresten uzak durmak
  • Sigara tüketimini, iyileşme sürecini yavaşlatmamak adına kesmek
  • Ağır kaldırmamak
  • Fast-Food ürünlerden kaçınmak
  • Ameliyat sonrası doktorun verdiği ilaç ve kremleri doktorun önerdiği aralıklar ile uygulamak
  • Özellikle açık yöntemde gerekli temizlik ve pansuman işlemlerini aksatmamak
  • Şişlik, ağrı ve kaşıntı gibi beklenmedik durumlarda derhal doktora danışmak
  • Eğer hasta ameliyat sonrası kabız oldu ise derhal doktora danışmak ve gerekli önemleri almak


Prostat kontrolü nasıl yapılır? İşte çok merak edilen bu sorunun yanıtı bu haftaki makalemde yer alıyor. İsterseniz pek çok erkeği korkutan bu muayenenin detaylarını daha fazla fazla vakit kaybetmeden hemen paylaşayım!

Prostat kontrolü pek çok farklı tekniği bünyesinde barındırır. Bunun nedeni hastanın maruz kaldığı durumların gerçekten prostattan mı kaynaklandığını anlamaktır. Zira prostata benzer semptomlar gösteren farklı hastalıklar mevcuttur. Bu hastalıkları elemek ve sorunun kaynağını kesin olarak tespit etmek için farklı kontrol yöntemleri vardır.

Yöntemler; genel anlamda kan testi, idrar testi ve rektal tuşeden oluşur. Bu yöntemler hastanın idar akışını, vücudundaki üre miktarın ve hastada herhangi bir enfeksiyon olup olmadığını ortaya koyar. Zira böbrek taşları ve idrar yolu iltihabı gibi yaygın görülen hastalıklar prostat ile sıklıkla karıştırılır.

Zar zor idrar yapma, idrar yaparken sızlama ve yanma gibi etkiler yalnızca prostat büyümesine işaret etmez.

Elle Fiziksek Prostat Kontrolü Nereden Yapılır?

Prostat muayenesinin korkulan tarafı elle muayenedir. Fiziksel muayene olarak da bilinen bu muayenenin tıptaki karşılığı rektal tuşe muayenesidir. PSA ve üroflowmetri gibi kontroller hastayı çok korkutmaz iken fiziksel kontrol hastayı yoğun bir strese sokar. Bunun nedeni, işlemin gerçekleştirileceği bölgedir.

Peki elle fiziksel prostat kontrolü nereden yapılır? İşlem makattan gerçekleştirilir. Bu kontrolün herhangi bir alternatifi bulunmamaktadır. Yani tek başına PSA testi ya da tek başına idrar akım testi sorunun ne olduğunu doktora söylemeye yetmeyecektir.

İşlemi hastanın herhangi başka bir bölgesinden gerçekleştirmek mümkün değildir. Doktor, eldiven ve kayganlaştırıcı jel ya da vazelin türevi ürünler ile kontrole uygun hassasiyeti kendisine kazandırır. Daha sonra yan yatar pozisyon almış hastayı makat yolu ile muayene eder. Kontrol işleminin buradan gerçekleştirilmesi, prostat bezinin makat yolu ile ulaşılabilir olmasıdır. Doktor, işaret parmağı yardımı ile bu bezimsi yapıya sahip organda büyüme gibi bir sorun arar. Beze, kesi gerektirmeden ulaşmanın tek yolu makattır. Makat, anüs olarak da anılacağı için yöntem anüsten gerçekleştirilir de diyebiliriz.

Kısacası rektal tuşe adı da verilen bu yöntem makattan uygulanır.


rektal-tuse-muayenesi.jpg

Rektal tuşe muayenesi, oldukça önemli bir prostat kontrolü yöntemidir. Prostat sorununu keşif etmekte altın anahtar görevi gören bu muayene, olmaz olmazdır. Yani, bu yöntem prostat şikayeti ile doktora danışan her hastaya istisnasız uygulanır. Yöntemin uygulanabilirliği hasta isteğine bağlı değildir. Bu neden ile hastanın muayene olmamak için ısrar etmesi son derece anlamsızdır.

Rektal tuş adı da verilen bu kontrol yöntemi halk arasında pek çok farklı isim ile lanse edilmektedir. Elle muayene, fiziksel muayene ve hatta elle fiziksel müdahale gibi isimler ile yöntem anılmaktadır.

Halk arasında abartılarak anlatılan muayene adeta şehir efsaneleri yaratılmasına neden olmuştur. Gerçekçi olmayan pek çok detay, bu bağlamda pek çok prostat hastasını ölüm ile karşılaştırmaktadır. Bu nedenle insanların kulaktan dolma bilgileri yaymaması ya da inanmaması hayati önem taşımaktadır.

Rektal Tuşe Muayenesi Ne Zaman Uygulanır?

Rektal tuşe muayenesi ne zaman uygulanır sualine verilecek tek bir cevap yoktur. Zira sanılanın aksine bu kontrol yalnızca ürolojik bir sorunun tespit edilmesinde kullanılmaz. Anal çeperde bulunan siğiller ya da makat çatlakları gibi durumlarda da bu yöntem sıklıkla kullanılmaktadır. Bu bağlamda prostat büyümesi ya da prostat kanseri ile bütünleşmiş bu yöntemi yalnızca prostat hastalıklarına mal etmek yanlış olacaktır.

Pek çok genel cerrah başta olmak üzere farklı uzmanlık alanı olan doktorlar makat bölgesinde bulunan sorunları tespit etmek amacı ile bu yöntemi kullanmaktadır.

İdrar yapmakta zorlanıyorum, idrar yaparken yanma ya da ağrı hissediyorum. Gibi şikayetler ile doktora danışan her hastaya bu işlem uygulanır. Uygulama zamanı doktorun prostat gibi bir rahatsızlıktan ne zaman şüphelendiğine bağlı olarak değişkenlik gösterecektir.

Rektal Tuşe Muayenesi Nasıl Yapılır?

Rektal tuşe muayenesi nasıl yapılır? Bununla ilgili pek çok doğru bilinen yanlış vardır. Örneğin dört parmak ile muayene edilmek, muayenenin saatler alması, muayene sonrası hastanın günlerce tuvalete çıkamaması gibi şehir efsaneleri bunlardan yalnızca bir kaçıdır.

Muayene sürecinin hasta için utanç verici olması, hastanın acı çekeceğine dair yaygın inanç taşıması, kontrol sürecinin dini inanışlara ters düşmesi, homofibik bireyler gibi pek çok değişken muayeneden hastaların kaçınmasına yol açmıştır.

Halbuki işlem yalnızca birkaç dakika süren basit bir işlemdir. İşlem dahilinde makata işaret parmağı girer. Vazelin türevi bir kayganlaştırıcı ile bezenen parmak hastanın prostatını kontrol eder. İşlem sırasında hasta herhangi bir ağrı ya da acı duymaz. Hasta, işlem sonrasında dışkılama ihtiyacını sorun yaşamadan tamamlar. Hasta makatında işleme bağlı kanama, çatlama, tahriş ya da yırtılma görülmez.

Rektal Tuşe Muayenesi Nereden Yapılır?

Rektal tuşe muayenesi nereden yapılır? Muayene makattan yapılır. Anüs olarak da adlandırılan makat bölgesi, sorunlu bir organ olan prostata yakın bir giriştir. Bu da herhangi bir cerrahi müdahaleye gerek olmaksızın kontrolün sağlanmasına olanak tanır. Eğer bu organa makattan ulaşım olmasaydı PSA testi gibi prostat hacim ölçer yöntemlerin yanı sıra kesi işlemi gerektiren ufak cerrahi müdahaleler hastaya uygulanabilirdi. Tüm bunlar göz önüne alındığında rektal tuş adı verilen bu kontrolün ne denli basit ve zararsız olduğunu görebilmekteyiz.

Anal yoldan prostat muayenesi yukarıda belirttiğim üzere oldukça kolay bir işlemdir. Rutin prostat kontrolü olan bu işlem biraz utanç verici olabilse de son derece önemlidir.

Rektal Tuşe Muayenesi Fiziksel Muayene ile Aynı Mıdır?

Rektal tuşe muayenesi fiziksel muayene ile aynıdır. Yani doktorlar arasında rektal tuş diye anılan bu yöntem halk arasında fiziksel muayene olarak anılmaktadır. Yer yer elle muayene olarak da gündeme gelen bu yöntem pek çok farklı isme sahiptir. Bunun nedeni, bu yöntemin çokça konuşulmasıdır.

Adı ister elle ister fiziksel isterse de rektum muayenesi olsun işlem daima aynıdır. İşlem daima düşünülenin aksine oldukça zahmetsizdir. Hem doktor hem de hasta için büyük bir sorun teşkil etmeyecek bu yöntemin gereksiz korkulardan ötürü ihmal edilmesi büyük bir yanlıştır. Zira hasta, prostat kanseri gibi ciddi bir durumdan mustarip ise sonuç ölüm dahi olabilir. Ölüm süreci, muayene sürecinden çok daha ciddi ve ağır sonuçları olan bir süreç olacaktır…



BHP tedavisi, iyi huylu prostat büyümesinin tedavi edilmesidir. Sağlıklı bir prostat iri bir ceviz büyüklüğünde olmalıdır (15-25ml). Erkekler yaşlandıkça prostatın da yavaşça büyümesi normal bir olaydır. BHP, genellikle yaş ilerledikçe ortaya çıkmaktadır. En çok da 50 yaş üzeri erkeklerde karşılaşılmaktadır.

İyi huylu prostat büyümesi erkeklerde sık karşılaşılan bir durumdur. Yaşlanmayla birlikte vücutta oluşan hormonal değişikliklerden kaynaklanır. İlerleyip alt idrar yolu semptomlarına sebebiyet verebilir. Ürolojide en çok tanısı koyulan hastalıktır.

Kesinlikle prostat kanseri değildir. Ancak hem BHP hem prostat kanseri birlikte de görülebileceğinden ve aynı yaş grubunda ortaya çıkabileceğinden dolayı doktora başvuran hastalara genelde PSA(Prostat Spesifik Antijen) testi de yapılmaktadır.

BHP Belirtileri;

  • İdrar yaptıktan sonra devam eden mesane boşalmamış hissiyatı
  • Zayıf akımlı idrar
  • Çatallı ve dağınık idrar
  • Kesik kesik idrar yapma
  • İşemeye başlamadan önce bekleme
  • İdrarın çok uzun sürmesi
  • İç çamaşıra idrar kaçırma

olarak sıralanabilir.

BHP Tedavisi İlaç İle Nasıl Yapılır?

BHP tedavisi hastanın yaşına, sağlık durumuna ve hastalığın şiddetine göre değişkenlik gösterebilir.  Hastalığın giderilmesinde başlıca 2 ana ilaç grubu kullanılmaktadır. Bunlardan ilki Alfa Bloker ilaçlar diğeri ise 5 Alfa Redüktaz İnhibitörü ilaçlardır. Alfa bloker ilaçlar mesanenin çıkışını gevşetir ve idrar prostatın içinden rahatça akar. Kullanımından itibaren 2-3 gün içerisinde etkileri gözlemlenir. Bir çok hasta bu tedaviye olumlu yanıt verir.

5 Alfa Redüktoz İnhibitörü ise etkilerini hormonal mekanizmayla gösterir. Alfa Bloker’lar gibi kanalı gevşetmek yerine prostatı küçülterek etki eder. Büyük prostatı olan hastalarda daha çok tercih edilir. İlacın tam etkisini göstermesi biraz uzun sürebilir ve şikayetlerin ortadan kalkması 3 ayı alabilir.

BHP Tedavisi TUR Ne Gibi Durumlarda Uygulanır?

BHP tedavisi TUR, ilaç tedavisinin etki etmediği durumlarda uygulanan bir kapalı ameliyat tedavisidir. Açık ameliyatlardaki enfeksiyon riski yüzünde sıkça tercih edilmektedir. TUR ameliyatlarında kapalı yöntemle idrar kanalına girilir ve prostat özel geliştirilmiş enerji kaynağı aletleriyle kesilerek parçalar halinde dışarı çıkarılır. Bu ameliyatta kullanılan enerji kaynağı monopolar veya bipolar olabilir. Monopolar sistemde hastanın vücudundan elektrik akımı geçmesi gerekmektedir. Bu yüzden de buna gerek olmayan bipolar sistem daha çok tercih edilir. Ayrıca ameliyat süresi de oldukça kısadır. Bu sebeplerden dolayı günümüzde prostat ameliyatlarında en yaygın kullanılan sistem, Plazma Kinetik TUR sistemidir.



BHP erkeklere has bir hastalıktır. Bu, kadınlarda bulunmayan ve yalnızca erkeklere has bir organ olan prostat bezi ile ilintili bir hastalıktır. Bu nedenle bu rahatsızlık yalnızca erkeklerde görülmektedir.

Bezimsi yapısı ile erkek vücudu ve insan sürekliliği için büyük önem arz eden bu organ yaş ilerledikçe bir takım sorunlar doğurabilir. Bu sorunlardan en yaygını prostat bezinin büyümesidir. İyi huylu prostat büyümesi olarak da anılan bu hastalık çoğunlukla 50 yaşın üstündeki erkeklerde tespit edilir. Bunun ana nedeni, bu organın 25 yaş sonrası büyümeye başlasa da ciddi semptomlarını ancak 35’ten sonra göstermeye başlamasıdır. Yani bu rahatsızlık evreler halinde seyir eder. Başlangıç evresinde iyi huylu prostat büyümesi belirti vermeyebilir. Bu da rahatsızlığın erken teşhisini güçleştiren bi durumdur. Bu nedenle risk grubundaki yaş aralığına giren her erkek belli aralıklarla prostat kontrollerini yaptırmalıdır.

BHP başlangıcı ileri evrelere göre daha kolay tedavi edilebilir durumdadır. Yani rahatsızlık ileri evrede ise tedavi süreci ister istemez daha kompleks bir yapıya sahip olacaktır. Üstelik evrenin ileri olması aynı zamanda tedavi sürecini de uzatacaktır. Bu nedenle belirtileri oldukça rahatsız edici bu rahatsızlıkla başa çıkmak için en ufak bir belirtiyi bile ciddiye almalı ve alanında uzmanlığını tamamlamış bir doktordan yardım alınmalıdır.

Normal şartlarda bu rahatsızlık idrar kanalı etrafında bulunur. Eğer bu bezde herhangi bir büyüme söz konusu olursa bez, idrar kanalına basınç uygular. Bu da hastanın aniden sıkışmasına, zaman zaman tuvaletini tutamaması ve idrar akımının düşük olmasına neden olur. Ancak rahatsızlığın neden olduğu problemler bunlar ile sınırlı değildir. Zaman içinde rahatsızlığa bağlı olarak hastanın mesane kaslarında değişimler meydana gelebilir. Normalden daha kalın ve hassas hale gelen kanal bu durumun etkisi ile hastalığın hastaya yansıttığı semptomları şiddetlendirebilir. Ayrıca idrar kesesini tam boşaltamayan hasta idrar yolu enfeksiyonlarına çok daha yatkın hale gelebilir.

BHP Tanısı Nasıl Konur?

BHP tanısı nasıl konulur? Tanı, doktor tarafından konulur. Ancak doktor böyle bir tanı koymadan önce mutlaka çeşitli tetkikler gerçekleştirir. Bu tetkiklerin ana amacı hasta şikayetlerinin ana nedenini bulmaktır. Zira hasta şikayetleri çoğunlukla yanıltıcı olabilir. Ayrıca bunun dışında rahatsızlığın göstermiş olduğu belirtiler de başka pek çok rahatsızlık ile benzerlik gösterir. Örneğin iyi huylu prostat büyümesinin gösterdiği  pek çok semptom idrar yolları enfeksiyonu ile karıştırılmaktadır. İdrar yollarının iltihaplanması anlamına gelen bu rahatsızlık idrar yaparken yanma, idrar yapış hızında azalma ve sık idrara çıkma gibi iyi huylu prostat büyümesi ile aynı semptomları gösterir. Ayrıca üreter taşları da yine iyi huylu prostat büyümesi ile aynı semptomlar göstermektedir.

Bu bağlamda doğru bir tanı koymak adına doktor PSA, kan ve idrar gibi tahlilleri hastadan talep eder. Prostat bezinin hacmini, kandaki üre miktarını, idrar akımının gücünü ve idrar kesesinde idrar kalıp kalmadığını ölçen pek çok farklı test, doktora semptomların kaynağını en doğru şekilde verir.

Tanı koyma işleminin olmazsa olmaz bir parçası da elle muayenedir. Fiziksel prostat muayenesi ya da elle prostat muayenesi olarak da sıklıkla anılan bu kontrol işaret parmağı yardımı ile doktor tarafından gerçekleştirilir. Hastanın rektumuna kayganlaştırıcı özel bir jel ya da doğrudan vazelin yardımı ile giriş sağlayan doktor, bu bezimsi organda değişiklik arar.  BHP rektal tuşe muayenesi olarak tıpta kendisine yer bulmuş bu kontrol yöntemi prostat şüphesi ile doktora başvuran her hastaya mutlaka uygulanmalıdır.

BHP Belirtileri Nelerdir?

BHP belirtileri makalemin bir önceki başlığında da belirttiğim gibi pek çok farklı hastalıkla aynı şekilde seyir eder. Bu yönü ile teşhisi farklı teknik ve testlere ihtiyaç duyar. Belirtilerin en çok karıştırıldığı hastalıklar; üreter taşı, böbrek taşı ve sistit yani idrar yolu enfeksiyonudur. Belirtiler aşağıdaki gibidir.

  • İdrar debisinin düşük olması
  • Ani idrara çıkma
  • İnkontinans
  • İdrar yaparken ıkınma ihtiyacı duyma
  • İdrar yaparken ağrı – sızı duyma
  • Cinsel birleşme için uygun sertliği sağlayamama

Yukarıdaki belirtilere ek başka belirtiler görülebilmektedir. Benzer şekilde her hastada yukarıdaki belirtiler de gözükmeyebilir. Ancak bu belirtilerden mustarip iseniz mutlaka doktora danışmanız gerekmektedir.

İdrar akımı, idrar miktarı ve idrar tutamama gibi belirtiler özellikle geceleri çok daha ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Öyle ki pek çok hasta gece uykusunda idrar kaçırabilmekte ya da bu korku ile yaşamdan kendisini soyutlayabilmektedir.

BHP Tedavisi Olan Bir Hastalık Mıdır?

BHP tedavisi olan bir hastalıktır. Ancak tedavi süreci pek çok hasta için zamanında başlamamaktadır. Bunun ana nedeni teşhis koyulmasının gecikmesidir. Pek çok erkek rahatsız edici belirtilere sırf rektal tuşe muayenesinden çekindiği için katlanmaktadır. Bu durum iyi huylu prostat büyümesini ileri evrelere taşımaktadır.

BHP tedavisi PSA testi, Üroflowmetri testi, prostat biyopsisi gibi tetkiklerin gerçekleştirilmesinden hemen sonra başlar. Gerçekleştirilen tetkiklerin ardından doktor, prostat bezindeki büyümeye göre hastaya bir tedavi yolu çizer.

Tedavi medikal ilaçlardan oluşabilir. Ancak bu durum ileri seviye iyi huylu prostat büyümesi tedavisi için her zaman yeterli gelmeyebilir. İleri seviye büyümelerde doktor hastaya cerrahi müdahalede bulunabilir. Hatta bazı durumlarda cerrahi müdahalelere ek olarak hasta medikal ilaç alınımını bir süre daha devam ettirebilir. Ayrıca tedavi süreci ikincil bir seviyeye ulaşır. Burada ana amaç hastanın günlük yaşamını baltalayan belirtileri hafifletmektir.

BPH Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

BHP tedavi yöntemleri makalemin bir önceki başlığında da tanımladığım üzere çeşitlidir. Doktor, hastaya öncelikli olarak cerrahi müdahale uygulamak istemez. Hastanın vücut bütünlüğünü bozmamak, hastaya anestezi vermemek gibi nedenlerden ötürü cerrahi müdahale iyi huylu prostat büyümesinde öncelik değildir. Doktor, hastaya öncelikli olarak medikal ilaç önerir. Medikal ilaçların büyümeyi durdurmadığı ya da gerilemesine etki etmediği durumlarda cerrahi müdahaleler gözden geçirilmektedir.

Yöntemler sırasıyla aşağıdaki gibidir.

  • 5 alfa-Redüktaz İnhibitörleri
  • Minimal İnvaziv Teknikler
  • Açık Prostatektomi
  • Transüretral Kesi (TUIP)
  • Transüretral Rezeksiyon (TUR)
  • Transüretral Mikrodalga Tedavisi (TUMT)
  • Transüretral Prostat İğne Ablasyonu( TUNA)
  • Prostatik Stentler
  • Prostatik Üretral Lift
  • İntraprostatik Enjeksiyonlar
  • Lazer cerrahisi

Eğer cerrahi müdahale gereksinimi varsa, müdahale için kapalı yöntemlerin seçilmesi tavsiye edilir. Bunun ana nedeni açık yöntemin iyileşme süresinin kapalı yönteme oran ile çok daha uzun olmasıdır.

5 Alfa-Redüktaz İnhibitörleri

BHP ilaçları kapsamında anılabilecek 5 Alfa-Redüktaz inhibitörleri hastalar üzerinde büyük başarılar sağlamıştır. Benign prostat hiperplazisi olarak da anılan bu rahatsızlığın giderilmesinde bu ilaçlar yüksek başarı oranlarına sahiptir. Ayrıca bu ilaçlar yine alt üriner sistem belirtileri gösteren hastalarda da kullanılmaktadır. 5 Alfa-Redüktaz İnhibitörleri yan etkisi olabilir. Ancak bu etkiler çoğu zaman hafif seyir eder.

Hastanın yaşam kalitesini olması gerektiği hale getiren bu ilaçlar medikal ilaç tedavisi kapsamında hastaya reçete edilmektedir. Doktor kontrolü ve tavsiyesi olmaksızın kullanılmaması gereken bu ilaçlar söz konusu rahatsızlıkları büyük ölçüde geriletmektedir.

Özellikle büyük prostat sahibi erkeklerin kullandığı bu ilaç cerrahi müdahale öncesi tercih edilir. Eğer kullanılan bu ilaçlar rahatsızlığı geriletmiyorsa doktor, hasta için yeni bir tedavi yöntemi tercih edebilir.

Minimal İnvaziv Teknikler

Minimal invaziv teknikler benign prostat hiperlazisi yani iyi huylu prostat büyümesi tedavisinde kullanılır. Bu tekniğin kullanımı da sıklıkla yine cerrahi müdahale öncesinde tercih edilir. Cerrahi işlemlerin hasta üzerinde oluşturabileceği olumsuz sonuçları önlemek adına bu yöntem sıklıkla tercih edilmektedir.

Bu yöntem başarı oranları açısından ortadadır. Yani bu yöntem cerrahi müdahaleler kadar etkili sonuç göstermese de ilaçlardan çok daha yüksek başarı oranlarına sahiptir. Çok az yan etkisi olduğu bilinen bu yöntem orta seviye prostat büyümesi hastaları için uygun bir yöntemdir.

Transuretral Mikrodalga Tedavisi

Transuüretral mikrodalga tedavisi anormal şekilde büyük olduğu gözlemlenen prostatlar için uygulanan minimal bir işlemdir. Prostatı normal boyutuna getirmek yani prostat küçültme amacı ile gerçekleştirilen bu yöntemde mikrodalga ısı yayan araçlar kullanılır. Çoğunlukla orta seviye prostat büyümesi yaşayan erkeklerde uygulanan bu yöntemin başarı oranları yüksektir ve oldukça faydalıdır.

Transüretral İğne Ablasyonu

Bu yöntem de yine normal kabul edilenden büyük prostatları tedavi etmek amacı ile kullanılır. İdrar akımını negatif yönde etkileyen fazlalıkları hedef alan bu yöntem radyo dalgaları ile işlem görür. Başlangıç ya da orta evre için başarılı sonuçlar veren bu yöntem idrar sorunlarına yol açan bölümü küçültür.

İnterstisyel Lazer Tedavisi

İnterstisyel lazer tedavisi adından da kolaylıkla anlaşılacağı üzere lazer ışınları ile gerçekleştirilir. Yine prostat büyümesini hedef alan bu yöntem anestezi altında uygulanmaktadır. Ancak işlem sırasında kullanılan anestezi cerrahi yöntemlerde kullanılanlar kadar ağır değildir. Bu nedenle çok daha az endişe uyandırıcı bir yöntemdir.

Normal cerrahiye göre ameliyat sonrası kanamaları az olan bu yöntem standart bir tedavi yöntemi değildir. Bu yöntem ancak uzman üroloji doktoru uygun görürse kullanılır.

Açık Prostatektomi

Açık prostatektomi yalnızca iyi huylu prostat büyümesi tedavisi için kullanılan bir yöntem değildir. Prostat bezindeki tümörleşmeyi gidermek amaçlı da bu yöntem tercih edilmektedir. Yani yöntem prostat kanseri tedavisi için de geçerliliğini korumaktadır.

Karın üstünden kesi içeren bu yöntem her geçen gün geçerliliğini kaybetmektedir. İyileşme ve taburcu olma süresi diğer yöntemlere göre bir nebze daha uzun olması, bu durumun ana nedenidir. Gelişen teknoloji ile robotik cerrahinin ön plana çıkması, buna alternatif olarak kapalı prostat cerrahinin (TUR) gelişmesi bu yöntemi her geçen gün tedavi yöntemlerinin arka raflarına itmektedir.

BHP tedavisi açık prostatektomi ayrıca hastada enfeksiyon görülme riskini arttırmaktadır. Bu hastaya ağrı ve ateş gibi etkilerle dönebilecek istenmeyen bir durumdur. Bu nedenle pek çok doktor, günümüzde açık rostatektomi yöntemini tercih etmemektedir. Ancak siz, doktorunuzun da tavsiyesi ile böyle bir ameliyat geçirecekseniz ameliyat sonrası bakımınızı eksiksiz yapmalısınız. Kesi olan bölgeyi kuru tutmak bakım için yapacağınız başlıca adımdır. Pansuman bezlerini zamanında değiştirmek ve antibiyotikli yara pomadı kullanmak da bu noktada oldukça işinize yarayacaktır. Ayrıca hastanın ameliyattan sonra kendisini yormaması, dikişlerini zorlamaması da gerekmektedir. Dikişlerin açılması acı verici olmasının yanı sıra enfeksiyon riskini arttırmaktadır. Ayrıca dikişlerin zorlanması iyileşme sürecini de uzatacaktır.

Transüretral Kesi (TUIP)

TUIP sırasında idrar akımının düzeltilmesi için doktorunuz mesane boynundan prostata doğru kesi yapar. Bu işlem, ilaç tedavisi ile benzer sonuçları sağladığı için BHP tedavisinde nadiren kullanılır.

Transüretral kesi yani TUIP iyi huylu prostat büyümesi tedavi yöntemlerinden birisidir. Cerrahi müdahale kategorisinde anılan bu işlem prostat bezindeki anormal büyümeleri kontrol altına almak amacı ile uygulanır. Uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilecek bu yöntem mesane boyundan prostata doğru bir kesi içerir. Enfeksiyon gibi komplikasyonları olduğu bilinen bu yöntem, cerrahi müdahaleye göre fazla etkin değildir. Hemen hemen ilaç tedavisi ile benzer sonuçlar ve başarı oranları gösteren bu yöntem doktorlar tarafından pek sık tercih edilmez. Bunun nedeni, medikal ilaç tedavisinin çok daha zahmetsiz olmasıdır. Yine de bazı durumlarda hastalara bu yöntem uygulanabilmektedir.

Transüretral Rezeksiyon (TUR)

Transüretral rezeksiyon yani TUR BHP tedavisi kapsamında kullanılabilmektedir. Uzman üroloji doktoru olarak hastalarıma önerdiğim bu yöntem, kapalı cerrahidir. Bu yönü ile diğer cerrahi müdahalelerden çok daha avantajlıdır. Bu nedenle de bu yöntem en sık tercih edilen prostat cerrahi yöntemidir.

Anestezi altında uygulanan bu yöntem, hastanın penis başından bir cihazın girmesi ile başlar. Bu cihaz yardımı ile giriş sağlandıktan sonra prostat bezindeki fazlalıklar kesilerek çıkartılır.

Kapalı prostat ameliyatı komplikasyonları oldukça azdır. Özellikle açık yönteme nazaran çok daha az yan etkisi olan bu yöntem, meni boşaltma ile ilgili sorunlar doğurabilmektedir. Retrograd ejakülasyon olarak anılan bu yöntem ciddi bir sağlık soruna yol açmaz. Buna karşın spermler üretra yani idrar kanalına ulaşmak yerine komplikasyon sonucu idrar kesesine ulaşmamaktadır.

Lazer Cerrahi

BHP lazer cerrahi ile kontrol altına alınabilmektedir. İki farklı çeşidi olan lazer cerrahinin birisi yok eder diğeri ise boşaltır. Ablatif lazer tedavi olarak adlandırılan lazer yönteminde, prostattaki fazlalık yakılarak yok edilir. Böylelikle idrar yolunu tıkayan bölüm ekarte edilmiş olur. Bunun sonucunda da hasta ani idrar yapma isteği gibi rahatsız edici belirtilerden kurtulur. Bu yöntemin kötü tarafı, işlemin zaman zaman yetersiz kalmasıdır. Bu gibi durumlarda işlem belli bir süre sonra yenilenmeli yani tekrar etmelidir.

Diğer lazer tedavisi yönteminde ameliyat söz konusudur. Burada, ameliyat dahilinde fazlaca büyük prostatlar tedavi edilir. Tıkanmaya neden olan fazlalık bölgeler bu yöntem ile buharlaştırılabilir.

BHP Prostat Kanserine Çevirir Mi?

BHP prostat kanseri ile farklı iki hastalıktır. Bunlardan biri prostatta görülen iyi huylu büyümeye işaret ederken bir diğeri tümör yani kansere işaret eder. Halk arasında bu iki hastalık arasında yersiz bir bağ kurulmaktadır. Pek çok kişi, etraftan duyduğu kulaktan dolma bilgilerle BHP’nin zaman içinde kansere çevireceğine inanmaktadır. Ancak bu inanış sanılanın aksine yanlıştır. Prostat büyümesi tedavi edilmezse zamanla kansere dönüşmez. Yalnızca büyümenin evresi artar. Bu da şiddetli belirtiler yaşanmasına neden olur.

Buna karşın iyi huylu prostat büyümesi olan bir kişi aynı zamanda prostat kanseri de olabilmektedir. Ancak bu iki hastalık birbirini tetiklemez, biri diğerine neden olmaz.

BHP Komplikasyonları Nelerdir?

BHP komplikasyonları tedavi sürecine bağlıdır. Pek çok farklı tedavi yöntemi bulunan bu hastalıkta tedaviye göre farklı komplikasyonlar gözlemlenebilmektedir.

Bu rahatsızlığın tedavi edilmesinde mümkün olan en basit yöntem seçilmeye çalışılır. Böylece doktor, hastada tedaviye bağlı oluşabilecek komplikasyonları azaltmayı amaçlar. Zaman içinde açık prostat ameliyatı yani açık prostatektomi de bu nedenle popülerliğini kaybetmiştir.

Anestezi başlı başına bir komplikasyon nedenidir. Anestezi alınımından daima kaçınılmalıdır. Ancak buna karşın gerekli görüldü ise anestezi almamak adına tedavi ertelenmemelidir. Zira tedavinin gerçekleştirilmemesi, anestezi alınımından daha ciddi sonuçlar doğurabilmektedir.

Başka bir komplikasyon boşalma sorunudur. Özellikle TUR için geçerli olan bu komplikasyon kişinin mesaneye boşalmasına neden olmaktadır. Bu komplikasyon kesinlikle ölümcül olmamakla birlikte tedavi edilebilir durumdadır.

Enfeksiyon riski de bir başka komplikasyondur. Özellikle kesi içeren müdahalelerde bakım yeterli biçimde gerçekleştirilmezse buna rastlanabilir.



1Prostat muayenesi nasıl yapılır ? Her prostat hastasının aklındaki soru budur. Halk arasında yaygın olan düşünceler, prostat hastalarını bu soru üzerinde düşünmeye iter. Muayene ile ilgili doğru bilinen yanlışlar bunun ana nedenlerinden birisidir. Ağızdan ağıza dolaşan abartılı muayene hikayeleri, özellikle homofobik erkekleri korkutmaktadır. Bu da rahatsızlık ileri seviyelere taşınsa dahi, hastayı doktora gitmekten alı koymaktadır. Lakin bu durumun hastaya herhangi bir artısı yoktur. Zira prostat büyümesi ilerledikçe hasta ister istemez doktora danışma ihtiyacı duyacaktır. Üstelik büyüme bu zaman zarfında hat safhaya ulaşacağı için tedavi süreci uzayacaktır. Bu da totalde hastanın çok daha fazla sayıda incelemeye ve kontrole tabi tutulacağı anlamını taşımaktadır. Bu nedenle muayene işleminden çekinen hastalar bunu ertelemek yerine durum ile yüzleşmeli, minimum iyileşme süresi ve tetkik ile durumu düzeltme çalışmalarına başlamalıdır. Teşhisin gerçekleştirilmesi ve tedavinin başlatılması daima mümkün olan erken sürede gerçekleşmelidir.

Prostat muayenesi korkulanın aksine yalnızca fiziksel prostat muayenesinden ibaret değildir. Fiziksel prostat muayenesi, prostat muayenesinin bir parçası olmak ile birlikte bununla sınırlı değildir. Üstelik bu muayene, hastaların inandığının aksine oldukça kısa süren basit bir işlemdir. Hastalar, eş – dost ve akrabalarından duydukları kulaktan dolma bilgilerle yok yere prostat belirtileri ile mücadele etmektedir.

Prostat muayenesinin ilk adımı hasta şikayetlerini dinlemektir. Alanında uzman bir doktor, öncelikle hastanın mustarip olduğu durumları dinler. Bunları dinledikten sonra doktorun kafasında birkaç ihtimal oluşur. Bu ihtimalleri teke indirmek adına muayene işlemi detaylanır ve PSA ya da idrar akım testi gibi çeşitli testlerin yapımına başlanır. Bu testlerden birisi de elle muayenedir.

Elle Prostat Muayenesi Nasıl Yapılır?

Elle prostat muayenesi nasıl yapılır sorusuna gelmeden önce muayenenin yalnızca elle müdahaleden oluşmadığını tekrar hatırlatmak isterim. Zira elle muayene prostat hakkında doktorun ihtiyaç duyduğu tüm bilgileri doktora sunmaz. Buna karşın elle müdahale hiçbir zaman bu süreçten çıkartılamaz. Yani, elle müdahale her cevabı vermese de prostatta olup biten sorunu anlamada vazgeçilmez bir unsurdur. Kişi PSA testi, kan testi, ürometri testi, üroflowmetri gibi testlerin yanında mutlaka elle müdahale de geçirmelidir.

Muayene süresi oldukça kısadır ve işlem rutindir. Yani, prostat sıkıntısı ile gelen her hastaya uygulanır. Eline eldiven geçiren bir doktor, hastayı test için uygun pozisyona hazırlar. Daha sonra hastanın makat bölgesini elinde eldiven olan eli ile incelemeye alır. Hasta bu işlemden rahatsızlık duyabilir. Ancak sürtünmeye bağlı herhangi bir acı hissetmez. Bunun ana nedeni, doktorun kayganlaştırıcı bir medikal jel kullanmasıdır. Böylece eldivenin yüzeyi hastanın hassas yapılı makat derisini tahriş etmez.

Rektal Tuşe Muayenesi Nasıl Yapılır?

Rektal tuşe muayenesi nasıl yapılır sorusu bir önceki sorular ile aynı cevabı taşımaktadır. Zira rektal tuş işlemi, fiziksel ya da el ile tetkik anlamını taşır. Tüm bu farklı isimler tek bir muayeneyi karşılar. Halk arasında el ve fiziksel ön adları ile anılan bu muayene çeşidi, doktorlar arasında rektal tuş işlemi olarak anılmaktadır.

Rektal tuşe yöntemi; genel cerrahi ve gastroenteroloji doktorlarının da gerçekleştirdiği bir işlemdir. Yani bu işlem yalnızca uzman üroloji doktorlarına has bir yöntem değildir.

Yan yatar pozisyonda gerçekleştirilen bu işlem, oldukça özel bir muayenedir. Bu bağlamda muayene esnasında odada bir hasta yakını ya da 3. Bir şahıs kesinlikle bulunmamalıdır.

Pek çok döl yolu hastalığı için kullanılan bu yöntemde esas olan hastayı utandırmamaktır. Bu bağlamda doktor, işlemi gerçekleştirmeden önce işlem hakkında detaylı bilgiyi hastaya sunmalıdır. Ne ile karşılaşacağını bilen hasta, bu bağlamda kendisini çok daha rahat hissedebilmektedir.

Rektal Tuşe Muayenesi Aşamaları

Rektal tuşe muayenesi aşamaları aşağıdaki listedeki gibidir.

  • Muayeneyi gerçekleştirecek olan doktor ellerini yıkar.
  • Muayenehane yalnızca hasta ve doktor kalıncaya dek boşaltılır.
  • Hasta uygun pozisyona alınır.
  • Hastanın kendisini rahat hissetmesi için gerekli zaman tanınır.
  • Muayeneyi gerçekleştirecek olan doktor ellerine daha önce kullanılmamış bir medikal eldiven geçirir.
  • Muayene edilecek bölgeye hasar vermemek adına vazelin ya da kayganlaştırıcı jel uygulamayı işaret parmağına sürülür.
  • Doktor muayene için uygun pozisyonu alır.
  • Anüs bölgesi patolojik bir soruna sahip mi kontrol edilir.
  • Her şey uygun ise anüs parmak ile muayene edilir.
  • Anal sfinkter tonusu kontrol edilir.
  • Prostat boyutu keşif edilir.
  • Bez yapısındaki prostatın yapısal özellikleri belirlenir.
  • İkinci parmak ile tüm rektum çeperi kontrol edilir.
  • İkinci parmak uygun hassasiyet ile bölgeden çıkartılır ve eldivene bulaşmış gayta değerlendirilir.
  • Hastaya temizlenmesi için tek kullanımlık bir kağıt havlu verilir.
  • Doktor muayene sonrası görüşlerini hastaya bildirir ve gerekli tetkikleri ister.


BHP tedavisi için halk arasında fazlaca laf kalabalığı var maalesef. Medikal olmayan sözde ilaçların bu denli yaygın olması da bunu kanıtlar nitelikte. Ne var ki bu tarz sözde ilaçların kullanılması başta böbrek olmak üzere vücutta bulunan diğer organlara zarar vermektedir. Bu nedenle de doktor tavsiyesi olmaksızın herhangi bir ilaç kullanmak bu noktada kesinlikle gerçekleştirilmemesi gereken bir davranıştır.

Bitkisel bir takım karışımlar da yine tedavi adı altında halk arasında sıklıkla kullanılmaktadır. Aktardan alınan çeşitli bitkiler bu noktada kişiye belli oranlarda fayda sağlayabilmektedir. Kabak çekirdeği ekstresi ya da bal kabağı çekirdeği ekstresi fayda sağladığı bilinen bitkisel ürünlerdendir. Yine de kişi bu bitkisel ürünleri doktora danışmadan kullanmamalı ya da doktor tedavisi yerine kullanmamalıdır.

Medikal BHP Tedavisi

Medikal BHP tedavisi önerilen tedavi yöntemidir. Uzman bir üroloji doktoruna danıştığınızda doktor size çeşitli testler uygular. Bu testler idrar akım testi olan üroflowmetri ya da prostat hacmini ölçen PSA testi gibi gerekli testlerdir. Yapılan bu testlerin sonuçları doktorun eline geçtiğinde gördüğü değerlere göre doktor nasıl bir tedavi yolu izleyeceğine karar verir. Bazı durumlarda doktor, iyi huylu prostat büyümesi olan BPH’yi cerrahi müdahale yani ameliyat / operasyon ile kontrol altına alırken bazı durumlarda da yalnızca ilaç tedavisini tercih edebilir. Ayrıca doktor gerekli bulduğu durumlarda her iki yöntemi de birbirini destekleyici bir biçimde tercih etmektedir.

Rahatsızlığı yok etmek adına doktorun hastaya önereceği tedavi yöntemleri ise aşağıdaki gibidir.

  • 5 alfa-Redüktaz İnhibitörleri
  • Minimal İnvaziv Teknikler
  • Açık Prostatektomi
  • Transüretral Kesi (TUIP)
  • Transüretral Rezeksiyon (TUR)

Bunlara ek olarak doktor, hastanın genel yaşantısında bir takım değişiklikler gerçekleştirmek isteyebilir ya da lazer tedavisi gibi farklı tedavi yöntemleri uygulayabilir.

Bitkisel BHP Tedavisi

BPH bitkisel tedavi

Bitkisel BHP tedavisi prostat büyümesi nedeni ile günlük yaşantısında sıkıntı çeken hastaları ilgilendiren bir konudur.

Ülkemizde pek çok kişi doktora gitme fikrinden bir hayli çekinmektedir. Kulaktan dolma bilgiler bu durumun ana nedenidir. Prostat bezinin vücutta yer aldığı kısım, muayene şeklinin zihnen  abartılması gibi nedenlerden erkekler prostat şikayetleri dayanılmaz bir noktaya ulaşmadan doktora danışmayı ret eder. Bunun bir sonucu olarak da hasta, yaşam şeklini olumsuz bir biçimde etkileyen hastalığa doktora gitmeden bir çözüm arar.

Hastalar, aktar gibi doğal ürün satışı yapan dükkanlarda;

  • Çuha Çiçeği
  • Kabak Çekirdeği Ekstresi
  • Bal Kabağı Çekirdeği Ekstresi
  • Cranberry Eksteresi
  • Hazenbel
  • Udu Hindi (Öd Ağacı)

Gibi doğada yetişen bitkilerin karışımı, yiyecekler ya da kurutulmuş halini prostat büyümesine karşın satın almaktadır. Bu bitki kuruları ve karışımlarının bilinen herhangi bir zararı olmadığı gibi bazı kişilerde hastalığın ilerlemesine engel olduğu da bilinmektedir. Ancak kesin bir tedavi için bunlar asla yeterli olmayacaktır.

BPH Tedavisi Ameliyat

BHP tedavisi ameliyat yolu ile de yapılabilir. Ancak bu seçim hastaya değil doktora kalmıştır. Unutulmamalıdır ki ameliyat seçeneği hem hasta hem de doktor için izlenecek en son yoldur. Bu tarz bir müdahale herkese uygulanmamaktadır.

İyi huylu prostat büyümesi için gerçekleştirilen cerrahi müdahaleler aşağıdaki gibidir.

  • Minimal invaziv teknikler
  • Lazer cerrahisi
  • Açık prostatektomi
  • Transüretral kesi (TUIP)
  • Transüretral Rezeksiyon (TUR)
  • Transüretral Mikrodalga Tedavisi (TUMT)
  • Transüretral Prostat İğne Ablasyonu( TUNA)
  • Prostatik Stentler
  • Prostatik Üretral Lift
  • İntraprostatik Enjeksiyonlar

Minimal İnvaziv Teknikler

BHP tedavisi minimal invaziv teknikler adı verilen yöntem ile sağlanabilmektedir. Bu yöntem hastanın karın bölgesinde gerçekleştirilir. Ön karın duvarının kesi ile açılması sonucu başlatılan bu yöntem ayrıca başka rahatsızlıkların tedavisinde de tercih edilmektedir. Bu hastalıklar çoğunlukla kalp rahatsızlıkları ve fıtık gibi hastalıklardır.

Yaklaşık olarak 1 CM’lik bir kesi ile gerçekleştirilen minimal invaziv teknikler, esasında hasta ve doktorlar arasında pek popüler olan bir tedavi yöntemi değildir. Bunun nedeni operasyonun kesi içermesidir. Zira açılan kesi ne denli büyük ise iyileşme süresi de o denli uzun olacaktır. Ayrıca kesi olan bölgenin operasyon sonrası gerekli bakımlarının ihmal olmadan yapılmasının gerekmesi (bölgenin enfeksiyon kapmaması için) de bu yöntemin favori olmamasının ana nedenidir.

BHP Tedavisinde Lazer Cerrahisi

Lazer cerrahisi BPH tedavisi için tercih edilen bir yöntemdir. Farklı lazer tedavi yöntemlerini kapsayan bu cerrahi özellikle idrar yapma (işeme) ile ilgili sıkıntıları büyük oranda geçirmektedir.

Operasyon boyunca hastanın az kan kaybetmesi ve iyileşmenin çok daha hızlı gerçekleşmesi bu yöntemin oldukça sevilmesine ve doğal olarak tercih edilmesine zemin hazırlamıştır.

Lazer ışınlarının dalga boyuna bağlı olarak başarı gösteren bu yöntem su içeren dokular taradınfan emilmektedir.

Eskiden kullanılan lazer cerrahisinde lazer tibi Neomidyum YAG lazeri idi. Günümüzde bunun yerini kısaca KTP denilen potasyum titanil fosfat lazer almıştır.

Lazer çeşitleri aşağıdaki gibidir.

  • Holmiyum Lazer
  • Diod Lazer
  • Neomidyum YAG Lazer
  • Potasyum Titanil Fosfat (KTP)
  • Tulyum Lazer

Operasyon sonrası komplikasyon oluşumu oldukça az olmasına karşın görülmesi mümkündür.

Açık Prostatektomi

Açık prostatektomi BHP tedavisi için anestezi altında gerçekleştirilen bir başka cerrahi müdahaledir. Hastaya ve doktora bağlı olarak spinal ya da genel anestezi operasyon için hastaya uygulanmaktadır. Anestezi verildikten sonra yatay bir çizgi halinde yaklaşık 10 CM’lik bir kesi yapılır. Doktor, bu keşiden hastanın mesanesine ulaşır ve buradan prostatın gereğinden fazla büyümüş dokuları kesilerek çıkartılır.

Açık prostatektomi dikiş içermektedir. Açılan kesiler işlem bittikten sonra doktor tarafından dikilir. Dikişleri daha sonra alma mümkün olamayacağı için özellikle idrar kesesi dikişinde kendiliğinden vücutta eriyen (yok olan) dikişler atılır. Operasyon sonrası hastaya kateter takılmaktadır.

Operasyon sonrası oluşabilecek komplikasyonlar vardır. Bunlardan en sık rastlananı kesilip dikilen mesaneden daha sonra idrar kaçağı yaşanmasıdır. Bunun dışında;

  • Kanama
  • İdrar sıkışması (Kanamaya bağlı gelişir)
  • Enfeksiyon (İltihap)
  • Fıtık
  • Şişkinlik
  • İstifra (Kusma)
  • Ağrı
  • İdrar Kaçırma
  • Boşalma Sorunları

Gibi komplikasyonlara rastlamak da mümkündür.

Transüretral Kesi (TUIP)

Transüretral kesi yani TUIP BHP tedavisi için tercih edilen bir başka yöntemdir. 30 cc’den küçük prostatlar için tercih edilen bu yöntem median lobu bulunmayan kişilerde kullanılır. Diklemesine gerçekleştirilen kesinin yanı sıra prostat kapsülüne iki adet daha kesi operasyon dâhilinde gerçekleştirilir. Bu operasyonda herhangi bir doku çıkartılması yapılmaz.

Çoğunlukla cinsel hayatı olan erkeklerde tercih edilen bu yöntemin uygulanışı oldukça kısa bir süreye tekabül etmektedir.

Operasyon sonrası tekrar müdahale gerektirme oranı oldukça düşüktür. Ayrıca;

  • Kanama
  • TUR Sendromu
  • Üriner İnkontinans ve Enfeksiyon
  • Üretra Darlığı
  • Mesane Boyu Darlığı

Gibi komplikasyonlar operasyon sonrası görülebilse de görülme oranları totalde oldukça düşüktür.

Transüretral Rezeksiyon (TUR)

Klasik kapalı prostat ameliyatı anlamına gelen transüretral rezeksiyon yani TUR BHP tedavisi için tercih edilen bir başka operasyondur. Oldukça popüler bir iyi huylu prostat büyümesi tedavisi olan TUR iyileşme süresinin oldukça kısa olması ile her geçen gün popülerliğini arttırmaktadır.

Tamamen kapalı olan bu yöntem anlaşılacağı üzere kesi içermemektedir. Hastanın idrar çıkışını mümkün kılan delikten sistoskop ve rezektoskop adı verilen araçlar ile içeriye giriş sağlanır. Giriş başarı ile sağlandıktan sonra doktor, sorunlu bölgeyi iyileştirme yönünde çalışmalara başlar. İşlem bittiğinde doktor hastaya bir sonda takarak işlemi sonlandırır.

Operasyon sonrası iyileşme sürecinin oldukça hızlı olması, bakım ihtiyacının açık ameliyata göre çok daha az olması ve enfeksiyon kompikasyonunun da buna bağlı az görülmesi bu yöntemi favori yöntemlerden biri haline getirmiştir.

Transüretral Mikrodalga Tedavisi( TUMT)

Transüretral mikrodalga tedavisi adı verilen TUMT BHP tedavisi ısı ile sağlanır. İntraüretral alet aracılığıyla mikrodalga radyasyon yayarak etki eden bu tedavi, prostat dokusunu sertleştirmesi amacı ile kullanılır. Prostat bezinde ihtiyaç duyulan sertliği elde etmek adına mikrodalga enerji kullanılan minimal invaziv bir iyileştirici hamledir. Burada amaç prostatın hacim değerini düşürmek ve hastada görülen rahatsız edici belirtileri kontrol altında tutmaktır.

Transüretral Prostat İğne Ablasyonu( TUNA)

Radyo frekans tedavisi olarak da anılan transüretral prostat iğne ablasyonu kısaca TUNA olarak da anılır. TUNA BHP Tedavisi için tercih edilen bir yöntemdir. Prostat büyümesine bağlı olarak hastada ortaya çıkan belirtileri hafifletmek veya tamamen ortadan kaldırmak maksadı ile gerçekleştirilen bu yöntem idrar akışını engelleyen dokunun hasar görmesini hedef alır. Tahribat prensibine bağlı olarak çalışan bu yöntem nadiren de olsa tekrarlayabilir.

Operasyon sonrası komplikasyon riski diğer tüm tedavi yöntemlerinde olduğu gibi vardır. Komplikasyonlar çoğunlukla enfeksiyon yani iltihaplanma ve idrar yapmakta zorlanma şeklinde kendisini gösterir.

Ayrıca idrar tutamama şeklinde komplikasyonların da görülebildiği bu tedavi doktorun gerekli görmesi halinde hastaya takılan bir katater ile (küçük bir boru) kontrol altın alınabilir. Böyle durumlarda kateter çoğunlukla birkaç gün ya da birkaç hafta hastada kalır.

Prostatik Stentler

Prostatik stentler BHP tedavisi için tercih edilen bir başka yöntemdir. Çoğunlukla medikal tedavilerin cevapsız kaldığı durumlarda tercih edilen bu yöntem cerrahi müdahale yapılması gereken durumlarda tercih edilir. Ameliyat gibi komplike bir tedaviye uygun olmayan hastalarda kullanılan bu yöntem ince bir tüp yardımı ile üretra bölgesini genişleten bir araçtır.

Yay benzeri görüntüsü ile bilinen stentlerin yerleştirilmesi oldukça basittir. Operasyon sonrası hastanede kalmaya gerek olmayan ve genel anestezi olmaksızın uygulanan bu yöntem ayrıca operasyon sonrası kanama ihtimalinin düşük olması nedeni ile de popülerdir.

Kısa sürede hastaya uygulanması ile de hasta ve doktora avantaj sağlayan bu yöntemin elbette dezavantajları da mevcuttur. Bu dezavantajlar şu şekildedir.

  • Stent takıldıktan sonra stendin yerinden oynaması
  • Sık idrar yapmaya neden olması
  • İdrar kaçırmaya neden olması
  • Ağrıya neden olması

Prostatik Üretral Lift (PUL)

Prostatik üretral lift BPH tedavisi için kullanılabilecek bir başka tedavi yöntemidir. Bu operasyonda amaç prostat büyümesi nedeni ile idrar yapmakta zorlanan hastaların rahatlatılmasıdır. Bu bağlamda operasyon, tıkanıklığa neden olan dokuların sıkıştırılarak idrar geçişine izin verecek biçimde konumlandırılmasıdır.

Kısaca PUL olarak da bilinen prostatik üretral lift, endoskopi yardımı ile yapılan kapalı bir yöntemdir. 80 GR’dan küçük büyüklüğe sahip prostatlar için tercih edilen bu yöntem, hastaya büyük ölçüde fayda sağlar. Bu faydalardan ilki operasyon sonrası  taburcu olma süresinin oldukça kısa olmasıdır. Operasyondan yalnızca birkaç saat sonra çıkış izni alan hastalar, gün içinde dinlenmek kaydı ile taburcu olabilmektedir.

Spinal anestezi ile lokal olarak uyuşturulmaya maruz kalan hasta, operasyon sonrası genel anestezi almadığı için kendisini çok daha çabuk toparlar.

İntraprostatik Enjeksiyonlar

İntraprostatik enjeksiyonlar BPH tedavisi dahilinde hastaya gerçekleştirilebilir. Botoks enjeksiyonu BPH tedavisinde çoğunlukla plastik cerrahlar tarafından gerçekleştirilir.

Tedavinin yan etkisinin olmaması, herhangi bir kesi içermemesi ve operasyon sırada / sonrasında herhangi bir ağrıya neden olmaması son yıllarda bu tedavinin oldukça popülerleşmesine yol açmıştır.

Lokal olarak uygulanan spinal anestezi ile gerçekleştirilen bu tedavi, hastaya işlem sonrasında normal yaşama hızlıca dönme imkanı sağlar.

Tek seferde uygulanan (tek seansta etki) ve hemen hemen 15 dakika gibi kısa bir sürede biten işlem ayrıca hastalarda %50’lik bir prostat hacmi azalmasına neden olur.

Hızlı etki gösteren ve açık ameliyata göre çok daha avantajlı olan bu yöntem, kısa süre içinde hastaya daha kolay idrar yapma imkanı sunmaktadır.

 



Prostat belirtileri rahatsızlığın tespit edilmesi açısından son derece önemlidir. Hem  konu üzerine uzmanlaşmış doktorun prostatta meydana gelen sorunun ne olduğunu tespit etmesi hem de hastanın doktora gitmeye karar vermesi için belirtiler son derece önemlidir.

Ayrıca prostatta bulunan rahatsızlığın ortaya çıkardığı bu belirtiler rahatsızlığın boyutlarını kavramak için de önemlidir. Hastada ortaya çıkan semptom, yani belirtiler hastalığın bulunduğu evreye göre farklılık gösterir.

Örneğin prostat büyümesinde belirtiler başlangıç evrelerinde, prostat şişmesi henüz düşük seviyelerde iken belirtiler yoğun değildir. Bazı belirtiler henüz görülmez. Bu da hasta şikayetlerini dinleyerek doktorun evre hakkında tahmin yürütmesini olanaklı kılar.

Bu durum prostat kanseri başta olmak üzere prostatit adını alan prostat iltihaplanması için de geçerlidir.

Prostat Ağrısı Belirtileri

Prostat ağrısı belirtileri diye bir şey yoktur. Zira prostat ağrısı bir belirti taşımaktan çok kendisi bir hastalığın belirtisidir. Çoğunlukla bezimsi bir organ olan prostatın bir rahatsızlığına delalet eden prostat ağrısının neden kaynaklandığını bulmak bu noktada önem kazanır. Bunun aksi yapıldığı takdirde ağrı asla geçmeyecek ve hatta şiddetini her geçen gün arttıracaktır. Bu nedenle ağrıyı bir hastalık olarak algılamamalı, ağrıyı yok etmek için ağrı kesici alınmamalıdır. Böyle bir durumda uzman bir üroloji doktoruna görülmeli ve ağrının kaynağını tespit amaçlı PSA gibi çeşitli testlerden geçilmelidir.

Uzman üroloji doktoru her ne kadar prostat konusunda uzman olursa olsun ağrının şiddetine bakarak herhangi bir hastalık teşhisinde bulunmaz. Prostat damarlarından meydana gelen bir hasar ya da prostatta görülen apseler (iltihaplar) başta olmak üzere BPH ve tümör de kendisini ağrı formunda gösterebilir.

Prostat Akıntısı Belirtileri

Prostat akıntısı belirtileri, tıpkı prostattaki ağrı semptomları gibi herhangi bir hastalık değildir. Prostattan kaynaklanan akıntılar bir rahatsızlıktan ziyade bir rahatsızlığın en büyük göstergesidir. Bu nedenle hasta eğer böyle bir sorun ile karşılaşırsa mutlaka bir doktora danışmalı ve akıntının kaynağını en kısa sürede tespit edip yok edilmesi için gerekli adımları atmalıdır.

Yalnızca akıntı belirtisine bakarak bir prostat hastalığı teşhisi koymak çok zordur. Buna karşın ağrıya oranla akıntıda fikir yürütmek çok daha gerçekçi sonuçlar doğurur.

Akıntı her zaman olmamak ile birlikte çoğu zaman akut ya da kronik prostat iltihabı belirtisidir. Oldukça inatçı bir rahatsızlık olan kronik prostatit bu noktada belli aralıklarla kendisini gösteren akıntılar ile belirti verebilir.

Kronik prostatitin bu denli inatçı olmasının altında prostat organının bazik yapısı yatmaktadır. İnsan vücudu genel hatlar ile asidik bir yapıya sahiptir. Prostat ise bazik bir yapıya sahiptir. İltihabı söküp atarak temizlemesi gereken antibiyotik ilaçlar ise asidik yapıya göre üretilmiştir. Bazik ortamda dağılarak etkisini yitiren bu ilaçlar, bu nedenle mevcut iltihabı yüzde yüz yok edemez. Bu da rahatsızlığın uygun ortam bulduğu anda tekrar ortaya çıkmasına yol açar. Hasta, böyle bir durumda bağışık seviyesini yükselterek rahatsızlıkla baş etmelidir. Vücut direncini arttırmak rahatsızlığın tedavisinde anahtar görevi görmektedir.

Akıntı ayrıca cinsel yolla bulaşan ve varlığı oldukça yaygın olan bel soğukluğu rahatsızlığında da görülebilmekte ve hasta tarafından sıklıkla prostatit belirtisi ile karıştırılabilmektedir.

Prostat Apsesi Belirtileri

Prostat apsesi belirtileri esasında prostat iltihabı semptomlarıdır. Tıpta aynı terimi prostatit şikayetleri olarak da geçmektedir. Spesifik belirtileri olan apse tedavi edilebilir durumdadır.

Apse belirtileri aşağıdaki gibidir.

  • Zaman zaman yüksek ateş
  • İdrar Yaparken Acı Hissetme
  • Zorlanarak İdrar Yapma
  • İdrarda Kan
  • Cinsel İstek Azalmaları
  • Vücut Ağrıları
  • Sık İdrara Çıkma

Kronik Prostat Apse Belirtileri

  • Meni – İdrar Kan
  • Öfke Hissi
  • Boşalma Problemleri
  • Sertleşme Problemleri
  • Vücut Ağrıları
  • İdrar Yaparken Zorlanma
  • İdrar Yaparken Yanma
  • Sık – Ani İdrara Çıkma İsteği

Prostat Damarı Yırtılması Belirtileri

Prostat damarı yırtılması belirtileri hasta için sıkıntı verici olabilmektedir. Çoğunlukla kanamalar ile kendisini gösteren damar yırtılması, ağrı ve sancılar ile hastada şikayetlere neden olabilmektedir. Mutlaka tedavi edilmesi gereken bu yırtılmalar, kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Kişilerin ağrı eşiklerinin farklı olması ve diğer çevresel – fizyolojik nedenler, rahatsızlığın meydana getirdiği şikayetlerin değişiklik göstermesinin ana nedenlerindendir.

Prostat Adenomu Belirtileri

Prostat adenomu belirtileri esasında iyi huylu prostat büyümesi belirtileri ile aynıdır. Bunun nedeni BPH olarak da sıklıkla anılan iyi huylu prostat büyümesinin aynı zamanda prostat adenomu olarak da anılmasıdır. Bu noktada daha az bilinen adenom belirtilerine ulaşamayanlar BPH belirtisi üzerine araştırmalar gerçekleştirmelidir.

Prostat adenomu belirti açısından erken evre prostat kanseri semptomlar ile benzerlik gösterir. Bu nedenle belirtilerden yola çıkarak herhangi bir rahatsızlığın tespitini yapmak oldukça zordur.

Prostat adenomu yani büyümesi belirtileri aşağıdaki gibidir.

  • İdrar akış hızı havaşlama
  • Dağılan idrar
  • İdrar kesesini %100 boşaltamama
  • İdrar Çıkışında Zorlanma
  • Tuvalette haddinden fazla vakit geçirmek
  • Dışkı yapar gibi ıkınma ihtiyacı duyma
  • İstenildiği anda idrar yapmaya başlayamama, idrar yapmanın vakit alması

Prostat Başlangıcı Belirtileri

Prostat başlangıcı belirtileri esasında oldukça hafiftir. Prostatta meydana gelen büyüme erkeklerde genellikle 25 yaşından sonra görülür. Ancak bu büyüme başlangıçta pek de fark edilir boyutlarda değildir. Çoğunlukla belirti, büyümenin orta seviyelere ulaştığı noktalarda ciddileşir. Bu da prostat büyümesi başlangıcının tespitini zorlaştırmaktadır.

Bu belirtiler çoğunlukla kendisini 35 yaşından sonra gösterir. Yani büyüme, yaklaşık olarak 10 yıl sessiz biçimde kendisini gösterebilir.

Prostat Kanseri Belirtileri

Prostat kanseri belirtileri, hastanın yaşam kalitesini muhafaza etmek ve kanseri daha hafif etkiler ile atlatmak açısından son derece önemlidir.  Bu bağlamda hastanın kendinde meydana gelen değişiklikleri dikkatli takip etmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle prostat gibi rahatsız edici belirtilerle seyir eden ve belli bir yaşın üstünde görülen rahatsızlıklarda kişi risk grubunda ise en ufak bir belirtiyi bile ciddiye almalı ve yaşadığı sıkıntıları uzman doktor ile paylaşmalıdır.

Prostat kanseri semptomları aşağıdaki gibidir.

  • İdrar akış hızında yavaşlama
  • İdrar yapma sıklığında artış
  • İdrar yaparken acı, ağrı, sancı ya da sızlama hissetme
  • İdrarda kan
  • Menide kan

Prostat kanserinin oluşturduğu semptomlar kişiden kişiye göre farklılık gösterebilir.

Prostat Kanseri Erken Belirtileri

Prostat kanseri erken belirtileri ile burada kast edilen prostat kanseri olan ve bununla beraber rahatsızlığın henüz başlarında rast gelinen semtomlardır. Rahatsızlığın erken teşhis edilmesi açısından erken evre belirtileri ni ciddiye almak gerekir. Bu yapıldığı takdirde kanserli hücreler yayılmadan yok edilebilmektedir. Bu da daha az uğraş ve daha kısa iyileşme süresi anlamına gelmektedir.

Buna karşın erken evre kanser belirtileri çok belirgin değildir. Bu nedenle yalnızca belirtiler göz önüne alınarak herhangi bir teşhis koymak oldukça zordur. Özellikle prostat büyümesi ve prostat kanserini hastalığın başlangıç aşamalarında birebir aynı belirtileri göstermesi bu duruma yol açmaktadır.

BPH ile hemen hemen paralel belirtiler göstermesi, hastaların doktora danışma ihtimalini arttırması gerekirken azaltmaktadır. Pek çok erkek sorunun kanser olmadığını düşünerek, fiziksel prostat muayenesi olan rektal tuşe muayenesinden de korkması sonucu doktora danışmaz. Kanser olan hastalığı iyi huylu prostat büyümesi zannederek sorunu yanlış yollarla tedavi etmeye kalkar ve hatta tedavi olmayı dahi düşünmez.  Bu da hastayı ölümcül sonuçlarla yüzleştirebilir.




OP.DR. RUHİ GÜNGÖR





OP.DR. RUHİ GÜNGÖR