Makaleler

STONES_TR_02_figure-1-800x1024.jpg

Üreter taşı ameliyatı idrar borusunda görülen mineral yapılı taşların vücuttan çıkartılması için gerçekleştirilen bir operasyondur. Üreterinde taş bulunan hastalara uygulanacak olan bu ameliyat kendi içinde farklı yöntem ve teknikler barındırmaktadır.

Benim uzman bir üroloji doktoru olarak hastalara önerim “kapalı üreter taşı ameliyatı” geçirmeleridir. Operasyon sonrası ve sırasında oluşabilecek komplikasyonlar açısından en avantajlı operasyon yöntemi kapalı olandır.

Kapalı yöntem dahilinde uzman doktor, taşı kırmak amacı ile elektrohidrolik taş kırma cihazlarından yararlanabilir. Ayrıca doktorun kullanacağı kapalı ameliyat için kullanabileceği bir diğer yöntem de lazer araçlardır.

Üreter taşını hastadan çıkartmak amacı ile açık ameliyatta uygulanabilmektedir. İlkel bir yöntem olarak adlandırabileceğim bu yöntem gelişen teknoloji ile geçerliliğini yavaş yavaş arkasında bırakmaktadır. Bunun ana nedeni operasyon dahilinde hastaya kesi açılmasıdır. Bu durum hem operasyon sırasında oluşabilecek pek çok soruna kapı açar hem de ameliyat sonrası bakımın daha titiz biçimde gerçekleştirilmesine neden olur.

Bu nedenle makalemin devamını kapalı ameliyata göre detaylandıracağım.

Üreter Taşı Ameliyatı Ne Kadar Sürer?

Üreter taşı ameliyatı ne kadar sürer pek çok hastanın merak ettiği bir sorudur. Hastaların bu tarz sorular sorması, bunların cevaplarını merak etmesi son derece normaldir. Zira üzerinde gerçekleştirilecek bir dizi işlem hastaları bu konuda strese sokmaktadır.

Ameliyat süreleri ameliyatın hangi tarzda gerçekleştirildiğine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Pek çok uzman üroloji doktoru gibi benim de hastalara tavsiye ettiğim kapalı yöntem süre bakımından oldukça avantajlıdır. Süresi 15 dakika ile 1 saat arasında değişen bu ameliyat, operasyonun hızlıca bitmesi yönünden oldukça avantajlıdır. Operasyon süresinin 15 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanması ayrıca hastaların konuya ilişkin yaşadıkları stresi de büyük ölçüde azaltmaktadır.

Üstelik eğer operasyon boyunca herhangi bir beklenmeyen durum ile karşılaşılmadıysa hasta 4 – 5 saat içinde taburcu olabilmektedir. Bu da hastanın gündelik yaşamına dönmesi ve mevcut işlerinin aksamamasına neden olmaktadır.

Üreter Taşı Ameliyatı Sonrası

Üreter taşı ameliyatı sonrası göz önüne alınması gereken birkaç şey vardır. Yani hasta operasyon sonrası için fazla endişelenmemeli, bakım konusunda kendisini strese sokmamalıdır. Ameliyat sonrası dikkat edeceği birkaç ufak detay ile hasta, iyileşme sürecini tahmininden çok ama çok daha kısa bir sürede tamamlayacaktır.

Pek çok hasta ameliyat sonrası cinsel hayatında sorunlar yaşayacağına inanmaktadır. İnanılanın aksine bu durum gerçekçi değildir. Zira hasta eğer uygun görürse ameliyattan sonra gönül rahatlığı ile cinsel ilişkiye girebilir.

Ameliyat sonrası dikkat edilmesi gereken konulardan biri hastanın kendisini fazla zorlamaması, yormamasıdır. En azından belli bir süre için kendisini istirahate alması iyileşmenin tam anlamı ile gerçekleşmesi için önemlidir.

Üreter Taşı Ameliyatı Sonrası Bakım Nasıl Olmalıdır?

Üreter taşı ameliyatı sonrası bakım için gerçekleştirilecek spesifik bir hareket yoktur. Hastanın ameliyat sonrası bakımı sağlamak için bol bol su içmek ve istirahat etmek dışında pek bir şey yapmasına gerek yoktur.

Detaya girmek gerekirse; hasta bol bol dinlenmeli, kendisini yormaktan kaçınmalıdır. Mümkün olduğunda uzanmalı, kendisini sıcak tutmalı ve tabiri caiz ise kendisini şımartmalıdır.

Üreter Taşı Ameliyatı Sonrası Cinsellik Nasıl Olmalıdır?

Üreter taşı ameliyatı sonrası cinsellik olması gerekenden farklı bir biçimde yaşanmaz. Yani ameliyatın cinsel yaşama doğrudan bir etkisi yoktur. Zira prostat ameliyatı gibi ameliyatlarda olduğu gibi penis ucundaki sinirlerde zaman zaman hasar meydana getirebilecek bir ameliyat değildir.

Yine de operasyon sonrası cinsellik hastanın kendi tercihine bağlı olarak birkaç gün sekteye uğrayabilir. Bunun ana nedeni operasyon sonrası gerçekleştirilen cinsel münasebetlerde  hastanın ağrı duymasıdır. Söz konusu olan yanma her hastada görülmemekle birlikte kendisini oldukça nadiren ağrı formunda da gösterebilmektedir.

Eğer hasta ameliyat sonrası birleşme sağlarken penisinde sızı ya da yanma hissetmiyorsa cinsel birliktelikte bulunmasında herhangi bir sakınca yoktur. Yani hasta ameliyat sonrasında eğer arzu ediyor ise gönül rahatlığı ile partneri ile cinsel birleşme yaşayabilir.

Üreter Taşı Ameliyatı Sonrası Stent Takılır Mı?

Üreter taşı ameliyatı sonrası stent / stend konulması hastanın üreterinde yer alan taşın büyüklüğüne göre değişmektedir.  Ayrıca üreterde mevcut olan taşın üreterde neden olduğu hasar da hastaya stent takılmasına neden olabilmektedir.

Ameliyat sonrası stend takılma nedenlerinden bir diğeri ise hastanın böbreğinde taş varsa ve bu taşa kırma işlemi uygulanacaksa kırılan parçalar düşene kadar ağrı ve böbrek hasarı oluşumunun önüne geçmektedir.

Eğer doktor hastaya stend takmayı uygun gördü ise hasta bu duruma karşı çıkmamalıdır. Zaten takılacak olan stend hastada yalnızca belli bir süre kalacaktır. Bu süre iyileşme süresidir. Burada atlanmaması gereken konu, iyileşme süresidir. Her hastanın iyileşme süresi, operasyon sonrası gerek bakımın yeterince sağlanmaması gerek ise de operasyonun komplikeliği nedeni ile değişiklik göstermektedir. Bu nedenle hastaya takılan stent ne zaman çıkartılır gibi bir soruya da kesin bir cevap vermek doğru değildir.

Stend uygulaması yaygın görülen bir işlem değildir. Çoğunlukla ameliyatı geçiren hastaların %15 – %20 ‘lik bir kısmına stend takılır.

Üreter Taşı Ameliyatı Fiyatları

Üreter taşı ameliyatı fiyatları için kesin bir rakam söylemek mümkün değildir. Pek çok diğer ameliyat gibi üreterdeki taş için gerçekleştirilen ameliyatta da net bir rakam yoktur. Bunun ana nedeni ameliyatın gerçekleştirilmesi için pek çok farklı yöntem olmasıdır. Bu yöntemlerden makalemin başında da bahsetmiştim.

Bunun dışında ameliyat fiyatını etkileyen elbette başka pek çok konu vardır. Bunlardan en belirleyici olanı ameliyatı gerçekleştirmek üzere tercih edilen hastanedir.

Bildiğiniz üzere her hastanenin farklı fiyat politikası vardır. Bu politikayı etkileyen ana etken hastanede kullanılan medikal teçhizatın tür ve teknolojisidir. Yüksek teknolojili ürünler, hastane için daha yüksek meblağa ödemek anlamına gelmektedir. Bu da elbette gerçekleştirilecek operasyondan talep edilecek ücrete yansıyacaktır.

Pek çok hasta ameliyat olacağı hastaneyi seçerken doktor ve hastane odaklı hareket etmez. Özellikle ekonomik krizin hakim olduğu bu dönemlerde pek çok hasta hastane seçiminde operasyon için cebinden çıkacak paraya göre tercihte bulunur. Bu durum zaman zaman hastanın ilerleyen dönemdeki sağlığını riske atabilecek bir durumdur. Zira operasyonun ileri teknoloji içeren ve steril araçlar ile yapılması hem hastalığın eksiksiz bir biçimde giderilmesi için hem de operasyon sonrası oluşabilecek komplikasyonları en aza hatta sıfıra indirebilmek için son derece önemlidir.

Üreter Taşı Ameliyatı Riskleri Nelerdir?

Üreter taşı ameliyatı riskleri olan bir ameliyattır. Lakin bu lafımdan üreter taşı problemi olan hastalar ameliyattan kaçınmaları gerektiği anlamını çıkartmamalıdır. Hastalar unutmamalıdır ki gerçekleştirilecek en basit operasyonda dahi komplikasyon riski vardır. Burada esas önemli olan komplikasyon riskini en aza indirmek için operasyon sonrası doktorun önerilerini birebir uygulamaktır.

Ameliyat komplikasyonları arasında enfeksiyon yer almaktadır. Steril araçlar ile ameliyatın gerçekleştirilmesi bu riski ekarte etmektedir. Ayrıca sık görülen bir komplikasyon olarak idrar yapma şikayetlerinden de bahsedebiliriz. Bu durum kendisini idrar yapma esnasında hastanın yanma hissetmesi biçiminde kendisini gösterir. Özellikle cinsiyeti erkek olan hastalarda 3 ile 4 gün arasında süren bu durum geçicidir. Hasta bu şikayetleri doktoruna danışmalı ancak panik yapmamalıdır.

Komplikasyon risklerinin en ciddisi üreter yaralanmasıdır. Bazı durumlarda üreterin koptuğu da gözlemlenebilmektedir. Ancak bu, oldukça nadir görülen bir durum olmakla birlikte hastane ve doktorun yeterliliği ile ilgilidir. Bu bağlamda operasyon geçirirken fiyat odaklı olmamak bir kez daha önemini göstermektedir.



Üreter taşı, yaşamımızın sürekliliği için gerekli bir organ olan üreterde bulunan yabancı bir cisimdir. Mineral yapıdaki bu taşlar idrar borusu üzerinde konumlanarak kişide rahatsızlık uyandırıcı bir takım bulgulara neden olabilir. Zaman zaman belirti vermeden zaman zamansa şiddetli ağrı ve sancılara neden olan bu taş, böbreklerden mesaneye doğru gerçekleşen idrar akışını olumsuz yönde etkileyebilir. Lifli kas yapısındaki bu organda ağrıya ve idrar akış sorunlarına yol açan bu hastalık özellikle üreterlerdeki dar kısımlarda hastaya oldukça dayanılmaz ağrılar verir. Özellikle taşın kanal boyunca ilerleyerek vücuttan yavaş yavaş atılması, taşın ilerlemesine bağlı olarak ağrı yapabilir. Yaşanan ağrının şiddet ve boyutu ise bu kanalın dar kısımlarının ne denli dar olduğuna, hastanın ağrı eşiğine, taşın büyüklüğüne ve taşın şekline göre değişkenlik gösterir.

Üreter Taşı Nasıl Düşürülür?

Üreter taşı nasıl düşürülür şeklinde sorular çoğunlukla tedavi için bir doktora danışmaktan çekinen hastalarca yöneltilmektedir. Özellikle ameliyat seçeneğinden çekinen ve taşın neden olduğu ağrıya dayanamayan hastalar taşı doğal yollarla düşürmek adına araştırmalara başlar.

Taşı düşürmek adına yapılan iki ana hamle vardır. Bunlardan birisi bol su ve sıvı tüketerek taşın idrar akışı dolayısı ile vücuttan atılımıdır. Bu hamlelerden bir diğeri ise bol hareket ederek yine taşın vücuttan atılmasıdır. Bu iki hamle de esasında zaman zaman başarı gösterse de taşın büyüklüğüne ve şekline bağlı olarak soruna çözüm de getirmeyebilir. Böbrekten çıkarak kanala ulaşabilecek büyüklükteki taşlar zaman zaman bu yollar ile atılabilirken bazen dışarı atılamayacak kadar büyük olurlar.

Eğer taş böbrekten çıkmayacak kadar büyük ise bu böbrek taşı olarak adlandırılır.

Üreter Taşı Ameliyatı

Üreter taşı ameliyatı, üreter sistemde bulunan taşı vücuttan çıkartmak adına yapılan bir medikal operasyondur. Bu operasyon farklı yöntemler ile gerçekleştirilebilir. Açık ve kapalı olmak üzere iki farklı cerrahi müdahaleyi kapsayan bu yöntemlerde geçerliliğini yavaş yavaş yitiren yöntem açık ameliyattır. Bu ameliyatın uygulanışı çok daha eski zamanlara dayanır. Ameliyatın kesi içermesi, bu yöntemin gelişen teknoloji ile rafa kaldırılmasına neden olmuştur. Zira operasyon dahilinde sorunlu bölgeye kesi yapılması, hem doktorun operasyon işlemini zorlaştırır hem de hastanın iyileşme ve taburcu olma sürecini uzatır.

Gelişen teknoloji ile açık taş ameliyatı popülerliğini yitirerek yerini kapalı cerrahi yöntemlere bırakmıştır. Kapalı üreter taşı ameliyatı kapsamında açılan ufak bir delikten müdahale gerektiren bölgeye giriş sağlanır. Deliğin kesiye oranla çok daha çabuk iyileşme göstermesi, hastanın konforu açısından da hem kişiye hem de doktora pozitif etkilerde bulunur.

Kapalı yöntemde ana amaç mevcut mineral yapılı taşın komple bölgeden çıkartılması ya da taşın parçalara ayrılmasını kapsar. Burada hangi amacın taşıdığı hastanın genel durumu, taşın genel yapısı ve doktor tercihine bağlıdır. Bazı durumlarda, kapalı ameliyat sonrası ek bir tedaviye kişi ihtiyaç duyabilir.

Gerçekleştirilecek kapalı ameliyat dahilinde doktor farklı araçlara ihtiyaç duyabilir. Bu araçlar taşın kırılımında büyük role sahip olan lazer cihazları olabileceği gibi pnomatik ya da elektrohidrolik taş kırma cihazları da olabilir.

Üreter Taşı Ameliyat Sonrası Bakım

Üreter taşı ameliyatı sonrası bakım hastanın komplikasyon yaşamaması açısından son derece önemlidir. Hastanın operasyon sonrasında doktorun gerekli gördüğü bakımı uygulamaması bölgenin enfekte olmasına neden olabilmektedir. Enfeksiyon kapmış ve buna bağlı yarada iltihap oluşturmuş yara hem hastanın kesi ya da delik olan yaralı kısmının iyileşmesini zorlaştıracak hem de iltihaplanma sonucu bölgede çeşitli yangı ve ağrılara neden olacaktır.

Özellikle açık taş ameliyatında hasta mutlaka bölgeye doktorun önerdiği iyileştirici yara merhemlerini istenen aralık ve dozajlarla uygulamalıdır. Bunun dışında bölgeyi temiz tutmalı, pansumanını önerilen aralıklar ile yinelenmelidir.

Ameliyat sonucu açılmış yaraya herhangi bir besin ya da cisim sürülmemeli, temas ettirilmemelidir.

Operasyon sonrasında hasta bağışıklık sistemini güçlendirmeli, besin değeri yüksek yiyecekler ile genel sağlık durumunu stabil tutmalıdır. Hasta bu yolla oluşabilecek enfeksiyon riskine karşı vücudunu güçlü tutabilir.


mesane-idrar-torbasi.jpg

Üreterler yaşamlarımızın sürekliliği için son derece önemli organlarımızdır. Pek çok kişinin anlam ve önemini bilmediği bu organ basitçe idrar borusu anlamına gelir. Böbreklerden mesaneye yani böbreklerden idrar torbasına idrar akışını sağlayan bu organ farklı yapıda kas liflerine sahiptir. Yuvarlak ve düz yapıdaki kas lifleri ile dalga hareketi yapan bu organın üç anatomik darlık bölgesi bulunmaktadır. 25 – 30 cm uzunluğunda hortuma benzer yapıya sahip olan bu organın taş düşürme sırasında hastaya ağrı yapması bu darlıklardan kaynaklanmaktadır. Kanaldan geçen taşın dar bölgelerde hastaya ağrı vermesi şeklinde seyir eden süreç çeşitli ilaçlar ile kolay atlatılabilir.

Üreter Hastalıkları

Üretar hastalıkları; darlıklardan, taşlardan ve tümörlerden oluşur. Her biri kendi alanında çeşitlenen bu rahatsızlıkların teşhisi yalnızca hastanın şikâyetlerini dinleyerek konulmaz. Pek çok farklı test ve ilgili araştırmadan sonra konulan teşhis ile hastanın cinsiyetine, yaşına, yaşam koşullarına vb. değişkenlere bağlı olarak farklı tedavi yöntemleri izlenir. Zira her hasta için uygulanacak tedavi kişiseldir. Bir hastada uygulanan tedavi yöntemi ya da ilaç farklı bir hastada aynı olumlu ya da olumsuz sonucu verecek diye bir kaide yoktur. Kişinin fizyolojik yapısı, vücut direnci, ağrı eşiği, psikolojik durumu gibi pek çok değişken tedavi ve iyileşme sürecini doğrudan etkiler. Bu nedenle uzman bir doktora gözükmeden kulaktan dolma bilgilerle hasta kendisini ya da bir yakınını tedavi etmemeli, geri dönüşü olmayan olaylara mahal vermemelidir.

Üreter Taşı

Üreter taşı kişinin konforlu yaşamını sekteye uğratan bir rahatsızlıktır. Böbreğin ürettiği idrarı mesaneye taşıyan bu organ, içerisine düşen bir taş sonucu tıkanabilir. Düşen taşın dar kanalları tıkaması ve tıkadığı yerde bir takım basınç sorunları oluşturması kişide ağrıya sebebiyet verir. İlerleyen süreçte böbrek idrar üretimini kesebilir. Vücudun sahip olduğu çeşitli mekanizmalar da basıncı düşürebilir ve ağrıyı hafifletebilir, tamamen kesebilir. Eğer kişi azalan ya da kesilen ağrı ile iyileştim düşüncesine kapılır, mevcut ağrı ciddiye alınmaz ise kişi böbrek kaybı yaşayabilir. Geri dönüşü olmayan ve kişinin hayatında ciddi konfor değişikliklerine neden olabilecek bu rahatsızlık evde doğal yollarla iyileştirilmeye çalışılmayacak kadar önemlidir. Unutulmamalıdır ki böbrek kendisini yenileyebilen bir organ değildir!




OP.DR. RUHİ GÜNGÖR





OP.DR. RUHİ GÜNGÖR