Makaleler

WhatsApp-Image-2018-11-21-at-15.25.57-1200x1200.jpeg

Prostat ameliyatı hakkında bilinmeyen ufak ama önemli detayları bugünkü makalemde işlemeye karar verdim. Gerek sosyal medya yolu ile gerekse de birebir muayene ettiğim ve benim uzmanlığıma danışan hastalarımdan gelen pek çok soru, internette fazla yer almayan bu bilgileri sizinle paylaşmaya itti. Uzun yıllardır sürdürdüğüm üroloji doktorluğu kariyerimde karşılaştığım en sık sorulan, en merak edilen sorular başlık başlık bu makalemde yer alıyor. Elimden geldiğince sağlık terimlerinden uzak durarak yanıtlayacağım bu sorular umarım kafanızdaki karışıklı bir nebze olsun giderebilir. Eğer makalemde eksik gördüğünüz herhangi bir yer ya da konu varsa lütfen bana sosyal medya hesapları üzerinden ya da web sitemde yer alan e-posta adresim üzerinden mail göndererek sorularınızı iletin. Bana bu yollar ile iletilen her soruyu eksiksiz ve açık bir şekilde yanıtlayacağım.

Ameliyat Hakkında

Arzu ederseniz pek çok erkeğin korkulu rüyası haline gelen bu ameliyatın bilinmeyenlerini sizi daha fazla bekletmeden yanıtlayayım!

Prostat Ameliyatı Riskli Mi?

Prostat ameliyatı riskli mi sorusu yalnızca prostat operasyonları için sorulan bir soru değildir. Ameliyatın çoğunlukla kesi içermesi, hastanın anestezi alması ve operasyon sonrası hastayı bekleyen iyileşme süreci bu noktada hastaları endişelendirmektedir. Bu endişeler yalnızca prostat cerrahisi için değil; tüm operasyonlar için geçerlidir esasen.

Soruya gelecek olursam; bu ameliyat elbette kendi içinde belli başlı riskler taşımaktadır. Özellikle ameliyat sonrası için oluşan bu riskler her hastada görülmez. Yine de ameliyatı geçiren hastanın genel sağlık durumu ya da operasyon sonrası oluşan komplikasyonlar bazı hastalarda geçici ya da kalıcı hasarlara yol açabilir.

Ameliyatın riskleri aşağıdaki gibidir.

İdrar Kaçırma

İdrar kaçırma, nadiren de olsa geçirilen bir prostat büyümesi ya da kanseri ameliyatı sonucu olarak karşımıza çıkabilir. %2 bir ihtimal barındıran bu durum operasyon sonrası sıklıkla karşılaşılan bir durum değildir. Çoğu zaman bir yıl gibi kısa bir süre içinde ortadan kalkan bu durum oldukça nadir olarak kalıcı hale gelebilmektedir.

Kanama

Kanama, gerçekleştirilen operasyon sonra görülebilen bir durumdur. Böyle bir durum hastada görülürse, hastanın kan grubuna uygun kan aktarımı en kısa sürede uygulanacaktır. Bu da hastanın halsiz ya da güçsüz hissetmesine engel olacak bir eylemdir.

Burada endişe etmeyerek doktora danışmak büyük önem taşır. Benim gibi pek çok doktor bu ihtimal dahilinde sorun yaşamamak adına operasyon öncesi gerekli değerlere sahip kanı yedekte bulundurur. Yine tıpkı benim gibi pek çok doktor operasyon sonrası hastanın kan değerlerini ölçerek durumu kontrol altına alacaktır.

Erkekte İktidarsızlık

İktidarsızlık sorunu prostat kanseri ameliyatı için risk oluşturabilmektedir. Doktor zaman zaman bu operasyon için peniste ereksiyon olmayı mümkün kılan bazı sinir dokularının bir kısmını (elbette kanser bulaştığı takdirde) kesebilmektedir. Bu da erkekte uyarılma ve sertleşme problemlerine yol açabilmektedir. Lakin bu durum oldukça nadir görünmekle birlikte yalnızca kanserin büyük risk oluşturduğu durumlar için geçerlidir.

Ayrıca bu prostat ameliyatı sonrası iktidarsızlık söz konusu olursa; benim gibi pek çok doktor  da hastaya viagra ve türevi gibi cinsel performans arttırıcı ilacı reçete edecektir.

Ameliyat geçirip bu tarz bir sorun ile yüzleşen erkekler için her şeyin sonu gelmiş demek değildir elbette. Gelişen ürolojik cerrahi sayesinde günümüzde bu hastalar da penis sertliğine kavuşabilmektedirler. İki ya da üç parçalı olabilen, şişirilip bükülebilen pek çok çeşidi ile penil protez çeşitleri bu gibi durumlarda cinsel yaşamı hiç şüphesiz ki garanti bir şekilde kurtaracaktır.

Prostat Ameliyatı Anestezi Altında Mı Yapılır?

Prostat ameliyatı anestezi altında gerçekleştirilen bir işlemdir. Bunun nedeni hem hastanın hem de doktorun konforu açısından oldukça önemlidir.

Aslında bu soru bir noktada ilk soru ile de ilintilidir. Zira anestezi almak bademcik operasyonu ya da ufak bir siğil operasyonu için bile gereklidir.

Operasyon açısından anestezinin türü değişebilmektedir. Burada tercih anestezi doktoruna ve hastanın sahip olduğu değerlere bağlıdır. Ayrıca operasyonun ne derece komplike olduğu da yine verilecek anestezi türünü belirleyen kriterlerdendir.

Bu operasyon dahilinde anestezi olarak genel anestezi ya da spinal anestezi adı verilen bölgesel anestezi kullanılabilmektedir. Burada önemli olan nokta hastanın herhangi bir anestezi türü için doktora baskı yapmaması, anestezi türüne direnmemesi gerektiğidir.

Prostat Ameliyatı Kaç Yaşına Kadar Yapılır?

Prostat ameliyatı kaç yaşında yapılır” sorusuna vereceğim cevap elbette her yaştır. Özellikle belli bir yaşın üstünde görülen bir rahatsızlık olması, bu hastalığın tedavisinde herhangi bir yaş aralığı olmasını da olanaksız kılmıştır.

Kısacası bu ameliyat prostat şikayeti bulunan, prostat hastalıklarından kanser ya da büyümeye sahip olan her erkek için (eğer doktor uygun görür ise) uygulanabilir. Çoğunlukla ileri yaşlarda olan, yaşlı bireylere uygulanan bu operasyon en çok 40 ile 80 yaş arasındaki erkeklere uygulanır. Bunun başlıca nedeni prostatta meydana gelen prostat büyümesinin 40’lı yaşlarda ivme kazanmasıdır.

Lakin elbette bu herkes için geçerli değildir. Bu durum kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. 25 yaşından itibaren prostatında büyüme olduğu gözlemlenen erkeklerde hastalık, ileri seviyelere ulaşmışsa ameliyat 40 yaşından önce de semptomları gidermek adına gerçekleştirilebilir.

Prostat Ameliyatı Gerekli Midir?

Prostat ameliyatı gerekli midir sorusu aslında bana oldukça anlamsız geliyor. Zira uzman bir üroloji doktoru bu operasyonu geçirmenizin gerekli olduğunu söylüyorsa bu, ameliyat gerekli olduğu anlamını taşır. Bunun bu kadar net bir cevabı olmasına karşın hem bana internet yolu ile iletilen sorularda hem de yüz yüze görüşme imkanı bulup muayene ettiğim hastalarımın yönelttiği sorularda karşıma çıkmakta. Sanıyorum ki bunun ana nedeni operasyonun gerçekleşeceği bölgenin önem taşıması, kendini yenileme özelliğinin bulunmaması ve gerçek sanılan yanlış bilgiler…

Unutulmamalıdır ki hiçbir doktor sizi yok yere ameliyat etmeye çalışmaz. Eğer doktor size “ameliyat olun” diyorsa, bu uygulanacak başka bir tedavi yöntemi kalmadığındandır. Zira bir doktor, hastanın yok yere anestezi almasına ve oluşabilecek komplikasyonlara mahal vermek istemez.

Hastalar bu noktada ihtiyatlı davranmalı, ameliyattan kaçınmak adına bilimsel olmayan yollara yine kendi iyiliği için başvurmamalıdır.

Prostat Ameliyatı Lokal Anestezi Altında Yapılır Mı?

Prostat ameliyatı lokal anestezi altında yapılabilir. Spinal anestezi adı altında da anılan ve bel altının uyuşturulması ile sağlanan bu anestezi, doktorların sıklıkla operasyon için tercih ettiği bir yöntemdir. Bunun nedeni, spinal anestezinin genel anesteziye nazaran çok daha az komplikasyona neden olmasıdır.

Buna karşın bazı durumlarda doktor hastaya uygulamak üzere genel anesteziyi de tercih edebilir. Burada önemli olan ana nokta, doktorun kararıdır. Hastalar unutmamalıdır ki yapılan tetkik ve muayene sonucu size en iyi anestezi uygulamasını yalnızca doktor bilebilir.  Bu noktada hastanın herhangi bir anestezi yöntemi üzerinde ısrar etmesi ilerleyen süreçte onun zararına olacak bir takım durumlar doğurabilir.

Prostat Ameliyatı Doktor Tavsiyesi

Prostat ameliyatı doktor tavsiyesi üzerine gerçekleştiren bir operasyondur. Buna karşın hasta çoğu zaman operasyon fikrini kolay kolay kabul etmez, operasyondan çekinir. Bu durumu kabullenmeden önce birkaç uzman doktor tavsiyesi almak hastanın kabulleniş süresini kısaltmaktadır.

Hasta, hastalığının tedavisi için başka bir alternatif kalmadığını anladığında operasyon fikrine yakınlaşmaktadır. Lakin çoğu hasta için bu noktada yeni bir sorun belirmektedir: uygun doktoru bulmak!

Elbette bu kadar hassas ve önemli bir organa yapılacak müdahalede müdahaleyi gerçekleştirecek doktorun yeterliliği büyük önem taşımaktadır. Burada yeterlilik medikal bilgi ve tecrübeyle doğru orantılıdır. Şimdiye dek 102 prostat ameliyatı gerçekleştirmiş bir uzman üroloji doktoru olarak hastalara önerim; ameliyat sonrasında gerekli kontrolleri aksatmadan sürdürecek, cerrahi yeterliliği olan bir uzman üroloji doktoru tercih etmeleri olacaktır. Ayrıca daha önce operasyon geçirmiş hastaların yorumları da doktor tercihi konusunda size oldukça faydalı olacaktır.

Prostat Ameliyatı Fiyatı Nedir?

Prostat ameliyatı fiyatı, pek çok unsura bağlı olarak değişmektedir. Bu nedenle bu hususta net bir cevap vermek oldukça zordur.

Ameliyatın gerçekleşeceği hastanenin fiyat politikası, enflasyon, operasyonun kapsamı, doktorun fiyat politikası ve sektörde yaşanan bir takım değişimler her hastanenin bu operasyonda farklı bir fiyatlandırma yapmasına neden olmaktadır.

Çoğu hasta, operasyonu geçireceği hastanenin yeterliliğini hastane ücretlerinden çok daha az önemsemektedir. Bu operasyon sonrası oluşabilecek kısırlık, iktidarsızlık ve kanamalı ağrı gibi komplikasyonlara fırsat vermektedir. Bu nedenle hastalar operasyon kararı verdikleri hastaneyi seçerken kesinlikle önceliklerini fiyat olarak belirlememelidir. Ameliyathanede yeterli teçhizatın bulunması, doktorun tecrübesi ve kullanıcı yorumları hastane ve doktor seçiminde ana kriter olmalıdır.

Prostat Ameliyatı Fiyatlarını SGK Karşılar Mı?

Prostat ameliyatı fiyatlarını SGK karşılar mı sorusunun cevabı evettir. Devlet sağladığı sağlık hizmeti kapsamında pek çok erkeğin korkulu rüyası haline gelen prostatın ameliyatını karşılamaktadır. Üniversite hastaneleri, devlet hastaneleri, vakıf hastaneleri ve özel hastaneler bu operasyonu gerçekleştirebilmektedir. SGK kapsamında olmayan bazı özel hastaneler için bu durum söz konusu olmayabilir. Ayrıca operasyona zaman zaman ek ücretler dahil edilebilmektedir. Bu operasyonun genel durumu ya da hastane ile ilgili olabileceği gibi farklı meblağlarda da yansıyabilmektedir. Bu nedenle operasyon öncesi konuyu bir yetkili ile konuşmak ve cebinizden çıkacak en fazla ücreti tahmin etmek sizi kötü sürprizlerden koruyacaktır.

Prostat Ameliyatı Süresi Ne Kadardır?

Prostat ameliyatı süresi ne kadardır şeklinde sorular bir üroloji hekimi olarak sıklıkla karşılaştığım bir başka sorudur. Bu sorunun cevabı ise rahatsızlığın boyutuna bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Buna karşın operasyon çoğunlukla 1 – 2 saat (60-120 dakika) civarında sürer.

Süre açısından incelendiğinde hasta için basit bir ameliyat olan prostat operasyonu, prostat kanseri ameliyatında farklı sürelerde gerçekleştirilebilir. Zira bazı durumlarda kanser, hastanın diğer sağlıklı dokularına sıçramış olabilir. Bozulan yeni yerlerin kanserli hücrelerden temizlenmesi bu noktada işlem süresini uzatabilir. Ayrıca bozulan dokunun riskli bir bölgeye yayılmış olması da operasyon süresini uzatmaktadır.

Prostat büyümesi ameliyatı ise büyüklük extrem noktalara ulaşmadığı ya da operasyonun herhangi bir komplikasyon geliştirmediği durumlarda ortalama 60 – 120 dakika arasındadır.

Prostat Ameliyatı Nasıl Komplikasyonlar Oluşturabilir?

Prostat ameliyatı komplikasyon riski olan bir operasyondur. Hastada istenmeyen bu durumun yaşanması pek çok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Hastanın doktoru ile paylaşmayı unuttuğu mühim bir detay dahi bu komplikasyonların oluşumuna neden olabilmektedir.

Sıklıkla operasyon sonucu görülen durumlar cinsellik ile alakalıdır. Bu sorunlar kendisini sertleşme bozuklukları ya da meninin gelmemesi şeklinde gösterebilir. Bu tür komplikasyonlar iyileşme tamamen sağlandıktan sonra cerrahi tedaviler ile ortadan kaldırılabilmektedir.

Boşalma Sorunları (Kuru Boşalma)

Özellikle boşalma ile alakalı olan sorunlar kimi zaman ameliyat sonrası verilen medikal ilaçlar nedeni ile de oluşabilir. Tedavi tamamlayıcı olarak verilen bu medikal ilaçlar kimi zaman yan etki olarak erkeklerde “kuru boşalma” adı verilen spermsiz boşalmaya neden olabilmektedir. Bu noktada doktorunuza danışmak size kesisiz çözüm üretecektir. Doktorunuz yan etkilerin giderilmesi açısından kullandığınız ilaçları farklı biçimde kombinasyon edebilir, dozajları düşürebilir ya da tamamen ilacı bir muadili ile değiştirebilir.

Prostat ameliyatı sonrası sperm gelmiyor” ya da “boşalamıyorum” biçiminde şikayetler çoğunlukla prostatın yeterince çıkartılması ve prostatik lojun tamamen açıldığı vakalarda %80 civarında görülmektedir.

Ameliyat sonrası görülen boşalma sorunları esasında meninin gelmemesi anlamını taşımaz. Bu durum açılmış halde olan prostatik lojdan idrar torbasına spermin kaçması ile meydana gelir. Bunun sonucunda da hastalarda boşalma hissi yaşansa dahi sperm idrar torbasına kaçtığı için meni atılımı sağlanamamaktadır.

Sertleşme Sorunları (İktidarsızlık)

Sertleşme sorunu ise penise giden sinirlerin prostatın dış yüzeyi üzerinde seyretmesi nedeni ile oluşmaktadır. Tedavi amaçlı tercih edilen cerrahi müdahale kapsamında doktorlar organın iç kısmını çıkartmaktadır. Bu da zaman zaman derin rezeksiyonlar esnasında nadiren de olsa sinirlere zarar verebilmektedir. Lakin bu sizi korkutmasın, zira oluşabilecek bu komplikasyon yalnızca %2 civarındadır.

Ameliyat Sonrası Hakkında

Ameliyat öncesi için aklınıza takılabilecek en çok merak edilen soruları cevapladım. Eğer hazırsanız şimdi de ameliyat sonrası için en merak edilenleri ele alalım!

Bu başlık altında operasyon sonrası

  • Cinsel yaşam
  • İyileşme süreci
  • Taburcu olma süreci
  • Ek / destekleyici tedavi yöntemleri
  • Makul değerler
  • Tekrarlama riski
  • Operasyon sonrası bakım
  • Korkulan komplikasyonları kaleme aldım.

Prostat Ameliyatı Sonrası Cinsel Hayat Nasıl Olur?

Prostat ameliyatı sonrası cinsel hayat nasıl olur diye pek çok prostat hastası düşünmektedir. Bunun ana nedeni operasyonda oluşabilecek bazı beklenmedik durumların sertleşme ve boşalma ile ilgili sorunlara neden olmasıdır. Ancak görülme sıklığına bakıldığında prostat hastalarının bu endişeleri oldukça yersizdir. Zira bu durumların görülmesi %2 ile %5 arasındadır. Bununla birlikte bu istenmeyen durumlar operasyondan belli bir süre sonra kendiliğinden düzelebilmektedir. Durumun düzelmediği durumlarda doktor gerçekleştireceği ufak müdahaleler ile soruna çözüm üretebilmektedir.

Cinsel yaşam operasyon sonrası olması gerektiği gibi işleyecektir. Ancak bunun aksi söz konusu olduğunda sizi bekleyen iki ana sorun var demektir: kuru boşalma ve iktidarsızlık…

Kuru boşalma operasyon sonrası görülen destekleyici ek tedavilerin bir yan etkisi olarak görülür. Bu durum kullanılan ilacın dozunun düşürülmesi ya da ilacın bir muadili ile değiştirilmesi ile ortadan kaldırılabilir.

Ereksiyon olma ile ilgili yaşanan problemler de viagra benzeri ilaçlar ile ortadan kaldırılabileceği gibi cerrahi müdahaleler ile de ortadan kaldırılabilir. Çoğu zaman sertleşme hapları ile çözülen bu durum eğer destekleyici ilaçlara rağmen olumlu sonuç vermediyse penis içine bir protez yerleştirilebilir. Penil protez ameliyatı adını alan bu uygulama erkeklerde iktidarsızlığa kesin çözüm olmaktadır.

Prostat Ameliyatı Sonrası Kaç Günde İyileşilir?

Prostat ameliyatı iyileşme süresi operasyonun kapsamına ve hastanın genel direncine bağlıdır. Eğer hastanın bağışıklık sistemi zayıfsa bu süre uzayabilir. Benzer şekilde gerçekleştirilen operasyonun nitelik ve niceliği de kaç günde iyileşir sorusuna değişken cevaplar verilmesine neden olabilir.

Bildiğiniz üzere prostat bir organdır. Bu organda görülebilecek de farklı rahatsızlıklar vardır. Bu rahatsızlıklara örnek olarak BPH adı verilen iyi huylu prostat büyümesi ve tümör ile kendisini gösteren prostat kanseridir. Bu iki prostat hastalığı da cerrahi müdahale gerektirebilir. Prostatta hangi hastalığın var olduğu ve bu sorunu ortadan kaldırılmak için izlenen yöntem iyileşme sürecini doğrudan etkiler.

Örneğin kapalı prostat ameliyatı, açık prostat ameliyatına göre çok daha kısa sürede iyileşme sağlar. Bunun nedeni TUR yani kapalı prostat ameliyatının kesi içermemesidir. Açık prostat cerrahi dahilinde hastada dikiş ve kesikler meydana geleceği için iyileşme süreci bu operasyonda doğal olarak uzayacaktır.

Prostat Ameliyatı Sonrası Ne Zaman Taburcu Olunur?

Prostat ameliyatı sonrası ne zaman taburcu olunur şeklinde sorulan soruların cevabı aslında bir üst başlık altında kısmen yanıtlanmıştı. Zira taburcu olma süresi hastanın iyileşme süreci ile doğru orantılıdır.

Bazı durumlarda hasta ameliyat sonrası gerçekleştirilmesi gereken bakımı sağlayamaz. Bu gibi durumlarda hastanın genel vücut direnci düşmemesi adına hasta normalden fazla hastanede tutulabilir.

Benzer biçimde ameliyat sonrası hastanın dikiş / yara bölgesinin enfekte olması da taburcu olma süresini uzatacaktır. Yaranın iltihaplanması yani enfeksiyon kapması hastada ciddi sorunlar yaratacağı için böyle durumlarda taburcu olma işlemi sekteye uğrayabilir.

Her şeyin normal gittiği durumlarda hasta yaklaşık 2 gün sonda ile hastanede kalır. 2 günün ardından hastada yer alan sonda çıkartılır ve bakımlarını düzenli yapmak kaydı ile hasta eve gönderilir.

Prostat Ameliyatı Sonrası Işın Tedavisi Uygulanır Mı?

Prostat ameliyatı sonrası ışın tedavisi uygulanabilir. Ancak bu uygulama BPH tedavisi adı verilen iyi huylu prostat büyümesi tedavisinde değil; prostat kanseri tedavisinde kullanılır. Geçirilen prostat kanseri ameliyatından sonra eğer doktor görürse hastaya ek tedavi yöntemi olarak ışın tedavisini uygulayabilir. Işın tedavisi prostatit ya da iyi huylu prostat büyümesi olan BPH adında prostat hastalıklarında tercih edilmez.

Prostat Ameliyatı Sonrası Bakım Nasıl Olmalıdır?

Prostat ameliyatı sonrası bakım yapılması son derece gereklidir. Özellikle açık prostat cerrahi adı verilen açık prostat ameliyatı sonrası hastanın gerekli bakımı göstermesi sonradan oluşabilecek sıkıntılara engel olacaktır.

Bakımın ihmal edilmesi durumunda hastanın ilgili bölgesi enfeksiyon kapabilir. Bu bağlamda yaranın temiz tutulması büyük ölçüde önem taşır. Doktorun kullanılmak üzere reçete ettiği ya da önerdiği bir takım kremleri söylenen aralık ve dozajda kullanmak bölgenin iltihaplanarak enfeksiyon kapmasını engeller.

Ameliyat sonrası hasta bağışıklık sistemini güçlendirmelidir. Düzenli ve sağlıklı beslenmenin yanı sıra vitamin ve mineral takviyesi bağışıklık güçlendirmenize yardımcı olacaktır.

Operasyondan sonra belli bir süre cinsel yaşama ara verilmelidir. Bu hem enfeksyon riskini hafifletecektir hem de bölgenin zarar görmesine engel olacaktır.

Prostat Ameliyatı İdrar Kaçırma Yapar Mı?

Prostat ameliyatı idrar kaçırma yapar. Ancak bu durum oldukça nadir bir komplikasyondur. Çoğunlukla prostat büyümesi tedavisi kapsamında gerçekleştirilen BPH tedavisi ve tümör tedavisinde gerçekleştirilen prostat kanseri ameliyatı sonrasında görülen bu durum her yüz ameliyattan ikisinde oluşabilmektedir. Kısacası %2 ihtimalle görülen idrar kaçırma yaygın biçimde görülmez.

Bazı durumlarda ameliyat sonrası idrar kaçırma zaman içinde kendiliğinden geçebilir. Yaklaşık olarak bir yıl sonunda kendiliğinden iyileşen idrar kaçırma nadiren kendiliğinden geçmeyebilir. Bu gibi durumlarda doktora danışmak size en etkili çözümü sunacaktır.

Kişinin günlük yaşantısını büyük ölçüde sekteye uğratan bu komplikasyonu geçmesi ihtimaline karşı bir yıl boyunca yok saymak da yanlış bir hareket olacaktır.

Prostat Ameliyatı Kanama Yapar Mı?

Prostat ameliyatı kanama yapabilir. Bu durum ameliyat sonrası oluşan bir sorun yani komplikasyondur. Yani, ameliyat sonrası kanama her zaman görülmez.

Kısacası çoğu zaman ameliyat tedavisi bu tür sorunlar yaratmaz. Ancak yarattığı bazı durumlar görülebilmektedir. Görülen bu kanama çeşitli müdahaleler ile kontrol altına alınabilir.

Ameliyat sonrası hastanın kanaması, hastada güçsüzlüğe neden olabilir. Bitkinlik biçiminde etki gösteren kanama kan takviyesi ile giderilebilir. Hastanın operasyon sonrasında uygun kan grubu ile desteklenmesi bu bağlamda oldukça önemlidir.

Operasyon sonrası kanama şikayeti yaşayan hastalar mutlaka doktora danışmalıdır. Doktor, bu komplikasyonun ortadan kaldırılması için çeşitli önlemler alacak ve kanamanın neden olduğu sorunları bertaraf edecektir. Burada önemli olan ana nokta hastanın semptomu kendi başına tedavi etmeye çalışmamasıdır.

Prostat Ameliyatı Sonrası Prostat Tekrarlar Mı?

Prostat ameliyatı sonrası prostat tekrarlar mı? Bu sorunun cevabı halk arasında yanlış bilinebilmektedir.  Tekrarlama olasılığı halk arasında oldukça yaygın olduğu bilinen prostat, hastaların tedavi yolundan kaçınmasında büyük ölçüde rol oynar. Tekrar tekrar ameliyat olma fikrinden dolayı zahmete girmek istemeyen hastalar bu korku ile hastalığın neden olduğu sorunları görmezden gelerek sorunun büyümesine neden olabilmektedir.

Günümüzde rahatsızlığın tekrarlamayacak biçimde giderilmesi büyük ölçüde mümkündür. Prostatta plazma kenetik ve holep gibi tedavi yöntemleri ile prostat sorunlarının tekrarlama ihtimali büyük ölçüde düşürülmüştür. Bu düşürülme, gelişen teknolojinin de etkisiyle hastalığın tekrarlamasına neden olacak dokuların temizlenmesi ile günümüzde kolaylıkla sağlanmaktadır.

Prostat Ameliyatı Sonrası PSA Değeri Kaç Olmalı?

Prostat ameliyatı sonrası PSA değeri başlarda oldukça yüksek olabilir. Bu durum hasta açısından kesinlikle endişe etme nedeni olmamalıdır. Zira ameliyattan belli bir süre sonra postat PSA değeri düşüşe geçecektir.

Prostat büyümesi nedeni ile şikayetler yaşayan ve bu şikayetler sonucu doktora başvuran hastalar prostat büyümesinin tür ve ebatına göre farklı tedavi yöntemleri izleyebilir. Bu tedavi yöntemlerinden birisi de cerrahi müdahale yani ameliyattır. Ameliyat, BPH tedavisinde etkili bir yöntemdir. Buna karşın ameliyat hastada sihirli bir değnek görevi görmeyecektir. Yani, ameliyat sonrası hastanın PSA değeri birden bire normal seviyelerde seyir etmeyecektir. Özellikle ilk ay için geçerli olan bu durum herhangi bir sorun yaşanmadığı takdirde kendiliğinden normal kabul edilen seviyeye inecektir. Hasta bu bağlamda endişe yaşamamalı, PSA değerlerini doktorun uygun gördüğü aralıklarla ölçtürerek kontrol sağlamalıdır.

Ameliyat sonrası PSA değeri ilk ay yüksek seviyelerde seyir etse de değer zaman içinde normal değer olan 3 – 4’ün altına inmektedir.

Prostat Ameliyatı Kısırlık Yapar Mı?

Prostat ameliyatı kısırlık yapar mı sorusu sıklıkla sorulmaktadır. Prostat büyümesi nedeni ile ameliyat geçiren erkekler “prostatı alınan erkek baba olabilir mi?” şeklinde sorularla sık sık yetkililere danışmaktadır.

Prostat işlevi gereği üremeye yardımcıdır. Gerek erkekteki gerekli salgıların salgılaması açısından gerek ise de pıhtılaşma ile döllenmeye yardımcı olması açısından prostat üretkenlik için önemlidir. Ameliyat ile bu faydalı organın müdahaleye uğraması her zaman için olmasa da kısırlığa neden olabilmektedir. Buna karşın operasyon sonrası kısırlık düşüncesinin bu denli yaygın olması, sperm miktarı ile alakalıdır. Bazen kullanılan ilaçlar bazen de operasyona bağlı sperm yoğunluğu azalabilir. Sperm yoksa çocuk da yok mantığı ile hareket eden pek çok kişi bu nedenle üretkenliğini yani baba olma kabiliyetini kaybettiğini düşünmektedir. Bu sanılanın aksine yanlış bir inanıştır. Meni / spermin azalması bu noktada kısırlığa neden olmamaktadır.

Bu rahatsızlığın genellikle ileri yaşlardaki erkeklerde görülmesi kısırlık düşüncesini yaygınlaştıran bir başka hadisedir. Yaşa bağlı olarak sperm kalitesinde görülen düşme döllenme ihtimalini azaltacaktır. Bu da olayın geçirilen ameliyata bağlanmasına neden olacaktır.



Prostat, her erkekte bulunan bir organdır. Organın varlığı yaşamın devamlılığı için şarttır. Bunun nedeni; organın salgıladığı salgılardır. Salgıladığı salgılarla prostat, sperm kalitesini doğrudan etkiler. Salgılar spermin canlılığını ve hareket etme özelliğini muhafaza eder. Bu da döllenme için sağlıklı sperm kalitesi meydana getirir. İstisnasız her erkekte bulunan organ, bu nedenle çok önemlidir.

Belli bir süre sonra bu organda büyüme saptanabilir. Lakin saptama çoğunlukla büyümenin başladığı an olmaz. Büyüme ancak belli bir seviyeye geldiğinde fark edilir. Bunun ana nedeni oldukça basittir. Kişiye yansıttığı semptomlar… Bu nedenle büyüme, çoğunlukla ileri evrelerde saptanır.

Büyüme, bu organda görülen rahatsızlıklardan yalnızca biridir. Organı saran zarın iltihaplanması da sık görülmektedir. Bunun dışında tümör oluşumuna bağlı kanser de yine sık görülen organ hastalıklarındandır.

Prostat Nedir?

Prostat nedir sorusunun en basit cevabı organdır. Erkeklere has olan bu organ oldukça işlevseldir. Çocuk sahibi olmak isteyen erkekler için sağlıklı olması şart olan bu organ, bezimsi bir yapıya sahiptir. Bez formatındaki dokusu ile önemli olduğu kadar hassas bir bezdir. Bu nedenle erkeklerin organı olası darbelerden koruması oldukça önemlidir. Bulunduğu bölgeye gerçekleşecek bir darbe, bu organın zedelenmesine yol açacaktır.

Erkeklere has prostatın üreme konusuna tek katkısı spermlerin canlılığı ve hareketliliği ile ilgili değildir. Döllenme için uygun ortamı da hazırlar. Spermin tutunmasına sağlayacak pıhtılaştırma özelliği ile prostatın döllenmeye katkısı oldukça büyüktür. Yaşamın sürekliliği ve mutlu bir ailenin dinamikleri için büyük önem taşıyan prostata bu anlamda oldukça dikkat etmek gerekli muayene ve kontrolleri aksatmamak gerekmektedir.

Prostat Belirtileri Nelerdir?

Prostat belirtileri nelerdir şeklinde yöneltilen sorular aslında oldukça anlamsızdır. Zira prostatın gösterdiği herhangi bir belirti yoktur. Bu mühim organ tıpkı böbrek gibi herhangi bir belirti göstermez. İnsan vücudundaki hiçbir organ, rahatsızlanmadığı sürece belirti vermez. Bu nedenle bu soru da oldukça anlamsız kalmaktadır.

Sorunun bu biçimde sorulması elbette toplumda var olan algı ile alakalıdır. Erkekler için adeta bir korkulu rüya olan bu organın rahatsızlanması, organ hakkında olumsuz bir yargıya varılmasına neden olmuştur. Bu algı da zaman içinde organın başlı başına bir rahatsızlık, yani hastalık olarak algılanmasına yol açmıştır. Toplumda yaygın olarak görülen bu çarpık düşünce oldukça yanlıştır. Prostatın varlığı, başta erkekler olmak üzere herkes için önemlidir. Rahatsızlanmadığı sürece organın varlığı pozitif etkilere sahiptir.

Prostat Muayenesi

Prostat muayenesi, prostatta yer alan rahatsızlığı teşhis etmek için önemlidir. Oldukça büyük bir öneme sahip olan organda farklı rahatsızlıklar seyir edebilir. Bu rahatsızlıkların tespiti, hastalığı ortadan kaldırmanın ilk adımıdır. Kişide yarattığı semptomlar ile çekilmez bir hale gelen rahatsızlık ancak doğru teşhis ile ortadan kaldırılır.

Muayene tek tip değildir. Öncelikli olarak muayene için hasta şikayetleri dinlenir. Lakin bu, rahatsızlığın teşhisi için yeterli değildir. Bu noktada devreye, fiziksel muayene girer. Elle muayene olarak da anılan bu muayene teşhis için adeta vazgeçilmezdir. Ardından gerçekleştirilecek “PSA testi” gibi çeşitli testler varsa büyümeyi sayısal değerlerle saptar. Prostatın çapını belirlemeye yarayan bu test erkekleri elle muayeneden çok daha az korkutmaktadır.

Rektal Tuşe Muayenesi

Rektal tuşe muayenesi aynı zamanda rektal tuş muayenesi, elle muayene ya da fiziksel muayene gibi isimlerle anılır. Erkekleri oldukça ürküten bu uygulama, günümüzde teşhis için şarttır. Erkekleri muayenenin makat yolu ile gerçekleştirmesi korkutmaktadır. Bu da pek çok erkeği önce alternatif bir muayene arayışına sevk etmektedir. Araştırmalar sonucu alternatif bir muayene çeşidi bulamayan erkek bazı durumlarda rahatsızlığı göz ardı etmektedir. Prostat belirtisi arttıkça kişi muayene fikrine ısınmakta ya da prostata bitkisel çözümler aramaktadır. Çözümün alternatif tıpta aranması, çoğu zaman rahatsızlığın ileri evrelere taşınmasına yol açmaktadır.

PSA Testi

PSA testi prostatın muayenesinin bir parçasıdır. Test sonucunda PSA değeri belirlenen prostatın sonuçları doktor tarafından incelenmelidir. Bu inceleme sonucu doktor, rahatsızlığın giderilmesinde nasıl bir yol izleyeceğini belirleyecektir.

Prostat Hastalıkları

Prostat hastalıkları, farklı çeşitlerde görülebilmektedir. Her bir çeşidi hasta için moral bozucu olan bu hastalıklar; iltihaplanma, iyi huylu büyüme, tümörleşme, kanser formlarında görülebilir. Erkek, bu rahatsızlıkların hangisinden mustarip olursa olsun belirti açısından durum üzücüdür. Çoğu zaman sertleşme önünde bir engel olan bu hastalıklar kişinin psikolojik durumunu olumsuz yönde etkileyebilir. Bunun ana nedeni hastalıkların gösterdiği benzer semptomlardır. İdrar yapma sorunları gibi sorunlar hali hazırda kişiyi günlük yaşamdan soyutlarken işin içine bir de cinsellik girdiğinde sorun daha da depresif bir hal alabilir. Erkeğin kendine olan güvenini doğrudan etkileyen bu durum kişide endişe bozukluğu adını verdiğimiz anksiyete artışına neden olacaktır.

Prostat İltihabı (Prostatit)

Prostat iltihabı, prostatta bulunan zarın enfeksiyon kapması ile meydana gelir. Prostatın zarında iltihaplanma anlamına gelen bu hastalık toplumda yaygın biçimde görülür. Erkeklerin %50’sinin yaşamları süresince en az bir kere yakalandığı bu rahatsızlık, 50 yaş altı erkeklerde en sık rast gelinen hastalık olma unvanını taşımaktadır.

Ciddi bir üreme sistemi hastalığı olan bu hastalık farklı bir isimle de anılmaktadır. Bu isim prostatittir. Prostatit ismi ile bilinilen bu rahatsızlığın tedavisinde yoğunlukla antibiyotik bulunmaktadır. Burada amaç, antibiyotik yardımı ile bezimsi yapıdaki bu organın zarında yer alan iltihabın kurutulmasıdır.

Halk arasında prostat nezlesi ismi ile de anılan bu rahatsızlık, cinsel yönden yeni aktifleşen erkeklerde görüşmeye başlar. Popo bölgesinde görülen ağrılar ile kendisini belli eden bu rahatsızlık, kronik özellikler gösterebilmektedir.

Prostat İltihabı Belirtileri

Prostat iltihabı belirtileri kısaca prostatit belirtileri olarak da tıpta geçmektedir. Hastalık, popo bölgesinde oluşturduğu ağrılar ile oldukça rahatsız edici özelliklere sahiptir. Büyüme ve kanserle karşılaştırıldığında yaş bakımından belli bir aralığı olmayan bu hastalık; çeşitlerine göre farklı belirtiler yansıtabilmektedir. Akut ve kronik olmak üzere iki çeşidi olan bu rahatsızlık bakteriyel nedenlere bağlı olarak oluşur.

Kısacası bakteri kaynaklı oluşan bu hastalık, ister kronik olsun isterse de akut; rahatsız edici belirtiler sergiler. Her iki çeşidi de rahatsızlık verici belirti sergileyen bu hastalık özellikle akut çeşidinde çok daha zorlayıcıdır. Kronik hastalığın belirtileri akuta nazaran daha yayılmacı özellik gösterir. Akut prostatit, çok daha ani başlayan semptomlarla daha şiddetli ve yoğun biçimde kendisini gösterir.

Akut Prostat İltihabı Belirtileri

Akut Prostat iltihabı belirtileri, akut prostatit belirtileri olarak da adlandırılabilir. Kronik prostatite oranla çok daha ciddi semptomlar sergileyen bu hastalık, şiddetli ağrılara neden olur. Yine de burada unutulmaması gereken nokta, bu rahatsızlığın belirtilerindeki şiddet kişiden kişiye değişebilmektedir. Belirtilerin kişiden kişiye farklılık göstermesindeki ana nedenler şu şekilde açıklanabilir. Öncelikle her insanın aynı ağrıya vereceği tepkiler farklıdır. Herkesin acı eşiği birbirinden farklıdır. Diğer bir etken de rahatsızlığın gösterdiği semptomların kişiden kişiye farklılıklar gösterebilmesidir

Belirtiler aşağıdaki gibidir.

  • Ateşte yükselme
  • Üşüme & Titreme
  • Bulantı & Kusma
  • İdrar Yapma esnasında şiddetli ağrı & yanma
  • İdrar yapma esnasında zorlanma & damdalar halinde idrar boşaltımı
  • İdrar renginde bulanıklaşma & idrarda kan bulunması
  • Makat & testislerde yoğun ağrı
  • Eklem & kaslarda yoğun ağrı
  • Cinsel isteksizlik
  • Normalden fazla görülen idrar yapma ihtiyacı
Kronik Prostat İltihabı Belirtileri

Kronik prostat iltihabı belirtileri tıpkı akut olanda olduğu gibi kronik prostatit belirtileri olarak da anılmaktadır. Semptomlar yani gösterdiği belirtiler bakımından kronik çeşit akuta benzer. Buna karşın kronik prostatit akut olana nazaran daha hafif seyir eder. Çoğunlukla orta yaşlı erkeklerde ve genç erkeklerde rast gelinen bu hastalık, bakteri sayısındaki artış ya da sık idrar yolu enfeksiyonu  geçirme ile ortaya çıkar. Belirtiler bu çeşitte daha yavaş ortaya çıkar. Hatta öyle ki kimi hastalarda bu belirtilerin dikkat çekici hale gelmesi birkaç yılı alabilir.

Belirtiler aşağıdaki gibidir.

  • Meni & İdrarda Kan
  • Yoğun öfke & stres
  • Erken boşalma
  • Boşalma esnasında duyulan ağrı
  • Nadiren de olsa ateş, sıtma & bitkinlik
  • İdrar yapma esnasında zorlanma & düşük düzeyde ağrı
  • İdrar yapma esnasında yanma hissetme
  • Bilhassa geceleri olmak üzere sık idrar boşaltma isteği
  • Ani gelen idrar yapma ihtiyacı

Prostat Büyümesi

Prostat büyümesi, toplumda erkekler arasında sıklıkla görülmektedir. 25’li yaşlardan itibaren görülen büyüme ileri evrelere geçmediği sürece fazla semptom göstermez. Buna karşın 25 yaşında fazla sorun çıkartmayan bu hastalık, hastanın ileri yaşlara gelmesi ile ivme kazanır. Bilhassa 40’lı yaşlardan sonra kişiye ciddi rahatsızlıklar verilen bu hastalık farklı çeşitlerde görülebilmektedir.

Yaklaşık olarak 18 gram civarında olması beklenen bu bezimsi organ, 15 – 25 ml’lik bir hacme sahip olmalıdır. Bunun üzerindeki değerler büyümeye işaret eder.  Tedavi edilmediği takdirde alt idrar yollarında rahatsızlığa neden olan büyüme iyi huylu olarak görülebilmektedir. Lakin prostatta meydana gelen iyi huylu büyüme dahi kişide rahatsızlık uyandırır. Bu bakımdan büyümenin çoğunlukla baş gösterdiği 25’li yaşlardan itibaren düzenli kontrollere gitmek büyük önem taşımaktadır.

Prostat Büyümesi Belirtileri

Prostat büyümesi belirtileri kendisini üç farklı kategoride gösterir. Erkekler için oldukça ürkütücü olan büyüme; depolama, işeme ve işeme sonrası gösterdiği belirtiler ile oldukça rahatsız edicidir.

Depolama açısından incelendiğinde bu belirtiler kendisini sık idrara çıkma, idrar yapma amacı ile geceleri sık sık zamansız uyanma, beklenmedik anlarda beliren idrar yapma ihtiyacı, istemsizce idrar boşaltımı yapma yani idrar kaçırma şeklinde gösterir.

İşeme esnasında büyüme hastaya idrar akışında farklılıklar ile gösterebilir. İdrar tazyikinin azalması anlamına gelen bu belirtiyi işeme yönü de takip eder. İşeme yönünün tek bir yönle kısıtlı kalmaması yani idrarın çatallanarak dağılması sık görülen bir durumdur. Bunun dışında zorlanmaya bağlı aralıklarla idrar yapma, boşaltımı sağlamak adına ıkınma ihtiyacı duyma, boşaltım öncesi bekleme yani idrar yapma süresinin artması şeklinde kendisini gösterebilir.

Belirtiler kendisini idrar boşaltım sonrası iç çamaşırına istemsizce idrar kaçırma ve idrar torbasını tam boşaltamama hissi şeklinde göstermektedir.

İyi Huylu Prostat Büyümesi

İyi huylu prostat büyümesi kansere oranlandığında çok daha az endişe uyandırıcı bir rahatsızlıktır. Toplumdaki pek çok erkekte yaşa bağlı görülen bu büyüme belli bir süre rahatsızlık verici boyutlarda değildir. Rahatsızlığın ileri boyutlara taşınması, bu hastalığın rahatsızlık verici boyutlara ulaşmasına neden olur. Bu nedenle büyümenin yoğunluklu olarak başladığı yaşlara dikkat etmek büyük önem arz etmektedir. Burada söz konusu olan başlangıç yaşı çoğunlukla 25 olsa da durum kişiden kişiye değişebilmektedir.

Çoğunlukla elli yaş üstü erkeklerde ciddileşen büyüme ve buna bağlı oluşan rahatsızlık rahatsızlığın geç teşhis edilmesindeki ana nedendir.

İyi Huylu Prostat Büyümesi Belirtileri

İyi huylu prostat büyümesi belirtileri, idrar yaptığımız dolu daraltması bakımından can sıkıcı bir hal alabilir. BPH belirtisi olarak da anabileceğimiz bu semptomlar, kendisini farklı aşamalarda gösterir. Bunlar idrar yapma öncesi, idrar yapma anı ve idrar yapma sonrası olarak aşamalandırılabilir.

İdrar Yapma Öncesi Aşaması
  • İstenilen ve normal olan sıklıklar dışında idrara çıkma ihtiyacı
  • Uyku esnasında idrar yapma isteğine bağlı görülen uyanma, uykusuzluk
  • Beklenmedik biçimde bastıran idrar yapma ihtiyacı
  • İdrar tutmakta zorlanma
  • Alta idrar kaçırma
İdrar Yapma Aşaması
  • İdrar akışınsa gözle görülür azalmalar
  • İdrar yönünün sabit olmaması
  • İdrar boşaltımı sırasında mola
  • İdrar boşaltımını tamamlamak için ıkınma ihtiyacı hissetme
  • Boşaltım öncesi zamana ihtiyaç duyulması ve buna bağlı tuvalette uzun zaman geçirme
İdrar Yapma Sonrası Aşaması
  • İdrar torbasında hala idrarın kaldığına yönelik düşünceler oluşması
  • Boşaltım sonrası külota idrar bulaştırma

Prostat Kanseri

Prostat kanseri, tıpkı toplumda sıklıkla rast geldiğimiz kanser oluşumu ile aynı oluşuma sahiptir. Bir akciğer kanseri ya da bir meme kanseri gibi prostattaki kanser de insan vücudunda bulunan sağlıklı hücre üretiminin bozulması ile meydana gelir. Tümör yani ur olarak da adlandırılan sağlıksız bir doku kitlesi ile kendisini gösteren kötü huylu bozulmuş hücreler tedavi edilmediği takdirde çoğalacaktır. Çoğalmasına bağlı olarak hızla yayılım gösteren bu kanser türü yakınındaki sağlıklı dokulara bulaşarak kanserin evresini ileri boyutlara taşıyacaktır. Bu detay göz önüne alındığında kanserde erken teşhisin önemi de tartışılmaz bir hal almaktadır.

Çoğunlukla idrar yapma ile ilgili sıkıntılar doğuran bu tümörleşme, hastanın şikayetleri danışmak ve gidermek amacı ile gittiği doktorca kolaylıkla teşhis edilebilir. İdrar testi, elle makat muayenesi, PSA, biyopsi ve transrektal ultrasonografi b-teşhis aşamasında kullanılan inceleme yöntemleridir.

Prostat Kanseri Belirtileri

Prostat kanseri belirtileri, prostatta görülen diğer rahatsızlıkların belirtileri ile benzer nitelikler taşır. Erken dönemde sessiz seyredebilen bu kanser, ileri evrelere geçtikçe kişiyi hastaneye gitmeye sevk edici belirtiler gösterir. Hastada şikayete neden olan bu belirtiler tıpkı büyüme ve iltihap durumlarında olduğu gibi idrara sık çıkma ve buna bağlı uykusuzluk ile kendisini göstermektedir. Damla halinde olan ve şiddeti düşük olan idrar akışını tek seferde tüm boşaltımı yapamama şeklinde de kendini gösterir. Bazı hastalarda hiç boşaltım yapamama şeklinde kendisini gösteren bu rahatsızlık ayrıca cinsel yaşamı da etkileyecek semtomlar gösterir. Bu semptomlar cinsel birleşme ve orgazm sırasında ağrı ve yanmanın yanı sıra menide ya da zevk suyu adı da verilen er suyunda kan görülme şeklinde olabilir.

Prostat Kanseri Evreleri

Prostat kanseri evreleri, 4 aşamadan oluşur. 4 farklı evreden oluşan bu kanser, kendisini iki türde göstermektedir. Bu türler klinik evre ve patolojik evredir. Klinik evre sürecinde doktor fiziksel muayene adı verilen rektal tuşe muayeneyi gerçekleştirmesi en uygun evredir. Bu evrede gerçekleştirilen makat muayane, çeşitli tesler, alınan biyopsi örnekleri ve diğer tüm tetkikler hastalığın boyutunu anlamak için uygun aralıktadır. Zira doktorun rahatsızlığın hangi boyutta olduğunu tespit etmesi en kolay bu evrede gerçekleşmektedir.

Patolojik evre daha ileri kanser evresidir. Bu evreye gelesiye kadar çoğunlukla ameliyat gerçekleştirilmiş ve hasarlı doku hastadan alınmıştır. Lakin elbette bunun aksi durumlar da söz konusu olabilmektedir. Yine de eğer gereken ameliyat yapılmışsa ameliyat ile alınan doku laboratuvar ortamında incelenecektir. Bu inceleme klinik evreden çok daha güvenilir sonuçlar doğurmaktadır.

Prostat Tedavisi

Prostat tedavisi, komplike bir işlemdir. Bunun ana nedeni prostatın farklı nedenler ile rahatsızlanmasıdır. Bu rahatsızlanmalar kişide BPH adını verdiğimiz iyi huylu büyüme olabileceği gibi kanser de olabilir. Tümör olarak da adı geçen bu rahatsızlanma dışında iltihaplanma da prostatta meydana gelebilir.

Kısacası bu organın tedavisi için izlenecek yol; rahatsızlığın türüne bağlıdır. Eğer hasta iltihaplanmadan şikayetçi ise BPH tedavisi anlamsız bir uygulama olacaktır. Bu uygulamanın anlamını yitirmemesi açısından gerekli muayene, test ve kontrollerin eksiksiz tamamlanması gerekmektedir. Bilhassa rektal tuşe muayenesinin önem kazandığı teşhis sürecinde başarı sağlanırsa hastalığın tedavi başarısı da artacaktır.

İşte bu noktada uzman bir üroloji doktoru olarak sizlere tavsiyem kulaktan dolma bilgiler ve ön yargılar ile muayene sürecine yaklaşmamanız olacaktır. Doktorunuzun gerekli gördüğü tüm muayene ve test süreçlerini eksiksiz tamamlamak rahatsızlığın bir an evvel giderilmesi için şarttır.

Prostat İltihabı Tedavisi (Prostatit Tedavisi)

Prostat iltihabı tedavisi, prostatit tedavisi olarak da anılır. Hastalığın çeşidi doktorun hangi tedavi yolunu izleyeceğinde belirleyici rol oynar. Gerçekleştirilen test ve muayenelerin yanında hasta şikayetlerinin dinlenmesi ile hastalığın çeşidi belirlenebilir. Bu işlem gerçekleştirildikten sonra detaylı bir tedavi planı oluşturulur.

Tedavi yoğunluk ile antibiyotik içerir. Ağzı yolu ile alınan antibiyotikler ile iltihap kurutulmaya, giderilmeye çalışılır. Tedavi, eğer rahatsızlık ileri boyutlarda ise farklı önemler ile sağlanabilir. Özellikle akut prostatitte hastalık ileri safhalara ulaştıysa doktor hastayı hastaneye yatırmayı düşünebilir.

Rahatsızlık tedavi edilmediği takdirde prostatın zarında bulunan iltihap kana karışabilir. Bu durum hasta için olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Ölüme kadar götüren bu durum, yarattığı komplikasyonlarla oldukça ciddidir.

Tedavi sürecinde hastanın şikayetlerine bağlı olarak ek medikal ilaçlar doktor tarafından reçete edilebilir. Kas gevşetici ve ağrı kesici gibi ilaçların yanı sıra tedaviye destek olması amacı ile kişiye çeşitli vitamin yüklemeleri yapılabilir.

Prostat Büyümesi Tedavisi

Prostat büyümesi tedavisi, farklı yöntemlere sahiptir. Bu yöntemler özellikle büyüme BPH adı verilen iyi huylu tipteyse çeşitlenir. Haplar ile sağlanan ilaç takviyeleri, bölgeye yerleştirilen stentler, tıkanıklık açma, kesi bulundurmayan ameliyatlar ve kesi bulunduran ameliyatlarla sağlanabilir. Bunun dışında tedavi kapsamında takip de yapılmaktadır.

Sistoskopi, ultrasonografi, idrar miktar ölçümü, idrar akım testi ve PSA gibi testlerle büyüme tespit edildikten sonra Alfa Bloker ve 5-Alfa Redüktaz İnhibitörleri ilaç tedavisi orta düzeyde rahatsızlığı olan hastalarda kullanılmaktadır. BPH hastalarının sıklık ile tercih ettiği bu medikal ilaç tedavisi operasyonlara nazaran çok daha zahmetsiz olması nedeni ile sıklıkla kullanılır.

İyi Huylu Prostat Büyümesi Tedavisi

İyi huylu prostat büyümesi tedavisi; düzenli takip, medikal ilaç ve girişimsel tedaviler ile sağlanmaktadır. Burada hangi yöntemin seçileceği doktorun edindiği bilgilere bağlıdır. Gerçekleştirilen test ve muayeneler ışığında doktorun uygun gördüğü yöntem kimi zaman tek başına uygulanabileceği gibi kimi zaman birkaç yöntemin bir arada kullanması ile yürütülebilir. Bu durumu belirleyen unsur büyümenin ne denli olduğu, hastanın genel sağlık durumu, hastanın yaşı ve sahip olduğu diğer hastalıklar ile doğrudan alakalıdır.

Hastalığın şiddetli seyir etmediği ve hasta şikayetlerinin fazla olmadığı durumlarda doktor, hafif girişimler ile hastalığı tedavi edebilir. Hafif girişimler; prostatik stentler ve idrar kanalındaki tıkanıklıkların giderilmesini kapsamaktadır.

Diğer yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda tedavi cerrahi operasyon yani ameliyatlar ile sağlanabilmektedir. İdrar akımını kuvvetlendirmek adına yapılan operasyonların yanı sıra kapalı ve açık ameliyat şeklinde operasyonlar da gerçekleştirilmektedir.

Kapalı Prostat Cerrahi

Kapalı prostat cerrahi, sıklıkla tercih edilen bir başka tedavi yöntemidir. Taburcu olma süresi bakımından hastaya avantaj sağlayan bu operasyon yalnızca doktor gerekli gördüğünde gerçekleştirilir. Operasyon sırası ve sonrasında hastada herhangi bir beklenmedik komplikasyon olmazsa hasta, ortalama bir – iki günde hastaneden çıkışını alabilir. Açık ameliyat kesisi olmadığı için hızlı bir iyileşme sürecine sahip olan bu yöntem; hastada fazla ağrı, sızı ve sancıya neden olmaz.

BPH tedavisinde yer alan cerrahi müdahaleler göz önüne alındığında oldukça zararsız görünen bu operasyon BPH tedavisi için sıklıkla tercih edilmektedir. Yıne de bu yöntem öncelikli tercih edilen bir tedavi yolu değildir. Doktor, öncelikli olarak daha basit tedavi yöntemlerini tercih etmektedir. Bu yöntemlerin faydasız kaldığı durumlarda kapalı cerrahi açık olana nazaran çok daha avantajlıdır.

Açık Prostat Cerrahi

Açık prostat cerrahi yöntemi doktorların kapalı cerrahi yöntemlere nazaran çok daha seyrek tercih ettiği bir yöntemdir. Bunun ana nedeni, operasyonun kesi içermesidir. Kesi olması, operasyonu hem daha komplike bir hale getirecek hem de hastanın iyileşme sürecini negatif yönde etkileyecektir. Hasta, operasyon sonrası daha uzun müddette iyileşeceği için günlük yaşama dönmek hasta için daha zor olacaktır. Sosyal ve iş yaşamını direkt olarak etkileyecek bu operasyon yine de gerekli olduğu durumlarda mutlaka bir uzman tarafından gerçekleştirilmelidir. Operasyon korkusu duyarak rahatsızlığı ertelemek, etki etmeyecek diğer tedavi yollarında diretmek ve kulakltan dolma bilgilerle rahatsızlığı kendi kendine iyileştirmeye çalışmak bu noktada hastaya faydadan çok zarar getirecektir. Hasta bu yolla sosyal ve iş yaşamında daha aktif rol oynamayı amaçlasa da durum, bunun aksi sonuçlar doğuracaktır. Rahatsızlık tedavi edilememesi nedeni ile ilerleyecek ve oluşturduğu semptomları şiddetlendirecektir. Bu da hastanın sosyal ve iş yaşamından her hâlükârda uzaklaşmasına neden olacaktır.

Prostat Kanseri Tedavisi

Prostat kanseri tedavisi olan bir rahatsızlıktır. Rahatsızlığın tedavisinde farklı yöntemler izlenmektedir. Aktif izlem, cerrahi müdahale, radyoterapi ve hormon tedavisi bu yöntemlerin isimleridir.

Aktif İzlem

Aktif izlem çoğunlukla hastalığın yavaş biçimde seyir ettiği durumlarda tercih edilir. Bu gibi durumlarda aktif izleme söz konusu iken herhangi bir müdahale söz konusu değildir. Tümörün sağlıklı diğer dokulara sıçramadığı durumlarda tercih edilen bu yöntem operasyonu ya da diğer tedavi yöntemlerini atlatamayacak ileri yaştaki, yaşlı insanlarda uygulanmaktadır.

Cerrahi Operasyon (Müdahale)

Cerrahi operasyon yani müdahale bu organda görülen kanserin tedavisinde sık sık tercih edilen bir tedavi yöntemidir. Prostatın komple çıkartılmasını kapsayan bu operasyon radikal prostatektomi adı verilen bir ameliyat ile sağlanır. Ameliyat sonrası hastalarda geçici ya da kalıcı olmak üzere sertleşme sorunları, idrar kanalı daralması ve idrar kaçırma gibi rahatsızlar görülebilmektedir.

Radyoterapi

Radyoterapi basitçe ışın tedavisidir. Radyasyon tedavisi adı da verilen bu uygulama ile prostatta yer alan kanserli hücreler yok edilir. Büyümeyi de önleyecek bu uygulama erken evrelerde cerrahi müdahale yerine ya da müdahale sonrası kalan kanser hücrelerinin tamamen yok edilmesinde kullanılır.

Hormon Tedavisi

Hormon tedavisi kanser yayılımının durdurulmasına büyük rol oynamaktadır. Bunun nedeni, kanserin çoğalarak yayılmak için testorteron adı verilen erkeklik hormonuna ihtiyaç duymasıdır. Yapılacak tedavi kapsamında bu hormonun üretilmesi kontrol altına alınır. Kontrol altına alınma ile birlikte kanserde görülen yavaşlama hastanın genel sağlık halinde de iyileşmeye neden olur.

Tüm bu iyi yönlerine rağmen hormon tedavisi sonuçlarında dezavantajlar vardır. Bu dezavantajlar aşağıdaki gibidir.

  • Sertleşme sorunları
  • Cinsel isteksizlik
  • Göğüs ucunda hassasiyet
  • Kemik erimesi

En Çok Merak Edilenler

Makalemin sonuna yaklaşırken siz değerli okuyucularımın en çok merak ettiği sorulara yanıt vermeyi tercih ettim. Bunca yıllık doktorluk hayatımda hastalarımdan gelen bu soruları sorulma popülaritesine göre aşağıdaki başlıklar altında sıra ile yanıtladım. Arzu ederseniz sizi de daha fazla merakta bırakmadan başlığın metnini burada sonlandırıyor ve en merak edilen sorulara tecrübe ve bilgim dahilinde yanıtlar veriyorum. Hazırsanız başlayalım!

Prostat kanseri öldürür mü?

Prostat kanseri öldürür mü şeklinde sorular doktorluk kariyerim boyunca en sık rastladığım soru hiç şüphesiz ki. Bu nedenle soruları yanıtladığım bu bölüme bu başlık ile giriş yapmak istedim.

Bu rahatsızlık özellikle erken teşhis edildiği takdirde ölümcül değildir. Cerrahi müdahaleler ile sorunlu bezin çıkartılması ve çeşitli diğer yöntemler ile rahatsızlık ortadan kaldırılabilir. Bu gibi durumlarda herhangi bir ölüm riski yoktur. Eğer kanser tedavi edilmezse, sorunlu dokuda yer alan tümörler sağlıklı dokulara sıçrayarak yayılım gösterecektir. Bu da zaman içinde kişiyi ölüm ile yüzleştirebilmektedir.

Tümör, kemiklere sıçradığı takdirde tedavi zorlu bir süreç alır. Ölüm riskini oldukça fazla arttıran bu durum; yine de belli oranlarda kontrol altına alınabilir durumdadır. Doktor tarafından reçete edilen bir takım ağrı kesici ilaçlar ve kemoterapi hastanın yaşam süresini uzatmaktadır.

Üroflovmetri ölçümü neden yapılır?

Üroflovmetri ölçümü neden yapılır sorusunun cevabı aslında oldukça basittir. Bu ölçüm, idrar akım hızınızla ilgilidir. Hızın tespit edildiği bu ölçümde amaç; prostatın idrar akımına ne derece etki ettiğini anlamaktır.

Prostat ilacı isimleri nelerdir?

Prostat ilacı isimleri nelerdir sorusuna yanıt vermek esasında etik olarak yanlıştır. Zira bir hasta bu tarz medikal ilaçları kendi kendine kullanmaya başlamamalı, değiştirmemeli ya da kullanmayı kesmemelidir.

Tedavide kullanılan ilaçlar elbette değişiktir. Benzer biçimde ilaçların gösterdiği yan etkiler ve rahatsızlığa etkisi de değişmektedir.

  • Bitkisel ilaçlar
  • Alfa-Blokerler
  • 5 Alfa-Redüktaz İnhibitörleri (5ARI)
  • Çeşitli ilaç karışımları
  • Fosfodiesteraz 5 İnhibitörleri (PDE5)
  • Muskarinik Reseptör Antagonisleri (MRA)

Yukarıda belirtmiş olduğum ilaçlar, organda sahip olan rahatsızlığa, rahatsızlığın tipine, rahatsızlığın evresine, hastanın kullandığı diğer medikal ilaçlara, hastanın sahip olduğu diğer rahatsızlıklara göre değişiklik göstermektedir. Burada tedaviyi belirleyici daima doktordur. Uzman üroloji doktorunuz gerçekleştirdiği tetkikler sonucunda size en uygun ilaç çeşidini seçecek ve bu tedaviyi gerekli ise diğer yöntemler ile destekleyecektir.

Rektal tuş muayenesi nasıl yapılır?

Rektal tuş muayenesi yani fiziksel muayene; pek çok erkeği korkutması ile bilinir. Bu durum elbette muayenenin makattan gerçekleştirilmesidir.

Muayene kapsamında doktor; eline daha önce kullanılmamış, temiz bir eldiven geçirir. Hasta uygun pozisyona alındıktan sonra işlem başlatılır. Eldivene kayganlaştırıcı bir jel ile kayganlık kazandıran doktor anüs yolu ile parmağını prostata doğru ilerletir. Bu yolla doktor, prostatta meydana gelen anomalileri tespit eder. Sanıldığından çok daha kolay bir yöntem olan bu muayene rahatsızlığın teşhisi açısından olmaz olmazdır.

Prostat nerde bulunur?

Prostat nerede bulunur sorusu yine sıklıkla karşılaştığım bir diğer sorudur. Nerededir şeklinde soruların cevabı ise oldukça basittir. Bu bez dokusu ile oldukça hassas bir yapıya sahip olan bu organ; erkekte idrar torbasının altında yer alır. Mesane ile idrar kanalının birleştiği kısımda bulunan bu organ, kanalı çevrelemektedir. Yani bu organ için idrar kanalının hatırı sayılır bir kısmını oluşturuyor demek yanlış olmayacaktır.

Teşhis için makat muayenesi şart mıdır?

Teşhis için makat muayenesi şarttır. Bu yöntem yerine geliştirilen herhangi bir alternatif bulunmamaktadır.

Prostat ne işe yarar?

Prostat ne işe yarar sorusunu esasında makalemin başında yanıtlamıştım. Lakin kısaca belirtmek gerekirse bu organ doğurganlığa büyük etki etmektedir. Erkekte yer alan meni yani spermin kalitesini direkt olarak etkileyen bu bezimsi organ spermlerin yumurtayı döllemesi için gerekli olan canlılığı sağlar. Spermin döl yatağındaki hareketliliğini sağlayan bu organ ayrıca sağladığı pıhtılaştırma etkisi ile de spermin tutunma olasılığını arttırır. Tüm bu bilgiler ışığında erkekleri korkutan bu organın oldukça yararlı olduğu gönül rahatlığı ile söylenebilir.

Erkeklerde aktive olması ile bilinen bu organın sağlıklı olması boşalma sorunları yaşamamak adına da oldukça önemlidir. Prostatta görülen herhangi bir rahatsızlık kimi zaman dolaylı olarak kimi zaman da direkt olarak seks performansını etkilemektedir.

PSA testi neden yapılır?

PSA testi neden yapılır sorusunun cevabı, bu testin prostata ilişkin önemli veriler sağlamasıdır. BPH adı verilen iyi huylu büyüme ve kanserin karıştırılmaması açısından yapılması son derece gerekli olan bu test ayrıca bu organın hacmini belirlemek için de önemlidir. Ayrıca bu test mevcut iyi huylu büyümenizin olası risklerini belirlemek amacı ile de kullanılmaktadır.

Prostat kontrolü gerekli midir?

Prostat kontrolü gerekli midir sorusunun yanıtı esasında oldukça ortadadır. Cevap elbette; evet gereklidir. Prostatta yer alan rahatsızlığın ilerlemesini kontrol altında tutmak adına bu kontroller aksatılmadan sürdürülmelidir. Kontrolleri tedaviyi uygulayan doktor ile sürdürmek, sürecin işleyişini görmek açısından pozitif etkilerde bulunur. Yine de hasta, arzu ederse ya da mevcut doktorunu yeterli görmezse doktorunu değiştirebilir. Gerçekleştirilecek kontrollerin standart olması bu noktada hastaya seçenek şansı sunmaktadır.

İdrar testi ve kültürü neden yapılır?

İdrar testi ve kültürü yapılmasının nedeni, mevcut belirtilerin neyden kaynaklandığını saptamaktır. Basit bir idrar yolu enfeksiyonu olup olmadığını ekarte etmenin etkili yollarından biri olan bu test, ayrıca prostatit olup olmadığını da ortaya koymakta etkilidir. Eğer hastada mevcut bir enfeksiyon varsa ayrıca yapılacak kültür testi ile hangi tür antibiyotik ilaca ihtiyaç duyulduğu da belirlenecektir.

Prostat olma yaşı nedir?

Prostat olma yaşı için kesin bir ibare vermek doğru değildir. Bunun nedeni prostatit adı verilen iltihaplanmanın her yaşta ortaya çıkarken kanser ve büyümenin yoğunlukla ileri yaşlarda görülmesidir. Yine de ortalama bir yaş aralığı vermek gerekirse; iltihaplanma cinsel isteğin başlaması ile görülebilir.

Bu organda görülen büyüme yaşı ise 25’tir. Ancak 25 yaşında gözlemlenen büyüme çoğunlukla aktif bir tedaviye ihtiyaç duymaz. Aktif izleme yöntemi ile takip edilmesi gereken bu büyüme hastaya çoğunlukla 40 yaş sonrası sorun yaratacaktır.

Bu organda görülen tümörleşme yani kanser de 40 yaş sonrası görülmektedir. 50 – 60 yaş arası görülme sıklığı ivme kazanan kanserleşmede erken teşhis çok önemlidir.

PMR nedir ve neden ölçülür?

PMR nedir sorusuna vereceğim yanıt işeme sonrası kalan idrarın ölçülmesidir. Boşaltım sonrası idrar torbasında kalan idrarın ölçümü bu test ile sağlanır. Bu testin gerçekleştirilmesindeki amaç mesanenin tam anlamı ile boşalıp boşalmadığını anlamaktır. Test sonucu ortaya çıkan artış, doktora hastanın mesanesinin başarı göstermediğini anlatır. Sağlanması gereken fonksiyonların başarılı biçimde sağlanmadığını ortaya koyan bu test üretra bölümünde herhangi bir tıkanıklık olduğuna işaret eder.

Prostat ölçümü nedir?

Prostat ölçümü nedir sorusunun cevabını aslında makalemin bu bölümünde açıklamıştım. Cevap PSA başlığının altında yer almaktadır.

BPH seks hayatını nasıl etkiler?

Gösterdiği etkilerle BPH seks hayatını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Yalnızca seks hayatını değil sosyal yaşamı da ani sıkışma gibi idrar yapma alışkanlıkları ile sabote eden bu rahatsızlık, kişiyi asosyal bir yapıya büründürebilir.

Gece sık sık çişe çıkma nedeni ile kişide bitkinlik yaratan bu hastalık sekste aktif rol oynamanız için size yeterli enerjiyi bırakmayabilir. Bunun dışında yarattığı psikolojik etkilerle yatakta partnerinize karşı kendinizi yetersiz görmenize neden olabilir. Bu durum elbette ereksiyona olumsuz yönde etki etmesi bakımından seks yaşamınıza darbe indirebilir.

Kadınlarda Prostat Var Mıdır?

Kadınlarda prostat var mıdır sorusunun cevabı elbette hayırdır. Prostat erkeklere has bir organ olup spermler ile yakından alakalıdır. Sperm üretimi gibi salgıların üretiminden sorumlu bu organ ayrıca döllenmeye yaptığı yardımlar ile erkeklere üretkenliğine fayda sağlayan bir yapıdadır.

Retrograd Ejakülasyon Nedir?

Boşalma sırasında meninin artık üretradan kopmamasına bağlı olarak idrar torbasına püskürülmesine ve oradan da idrar yolu ile vücuttan atılmasını kapsar. İyi huylu büyümeye ilişkin gerçekleştirilen cerrahi operasyon daha sonraları retrograd ejakülasyon oluşturabilir. Ayrıca bu durum bazı medikal hap kullanımı ve bu hapların türleri ile de yakından ilintilidir.

Gerçekleştirilen Cerrahi; Erektil Disfonksiyona Sebep Olur Mu?

Her zaman için geçerli olmasa da çoğu zaman cerrahi; erektil disfonksiyona sebep olmaz.

Transüretral Prostat İnsizyonu (TUIP) Nedir?

Transüretral prostat insizyonu yani kısa ismi ile TUIP prostatla ilintilidir. TUIP işlemi kesi içeren bir operasyon olup idrar akımının normale döndürülmesini amaçlar. Uzman üroloji doktoru tarafından gerçekleştirilecek olan bu işlem, mesane boynundan prostat bezine doğru gerçekleştirilen kesi işlemini içerir.

Günümüzde bu işlem pek sık uygulanmaz. Bunun nedeni tedavi amacı ile piyasada mevcut olan ilaçların iyi huylu büyüme tedavisinde benzer etkilerde bulunmasıdır.

Açık Prostatektomi Nedir?

Prostatı olması gerekenden çok daha fazla büyük olan, genellikle ileri yaştaki erkeklerde kullanılır. Bu işlem tıpkı TURP işlemine benzer. Bu benzerlik iki işlemin de kesi içermesinden kaynaklanmaktadır. Lakin TURP’dan farklı olarak açık prostatektomi işleminde kesi, mesane boyunca değil karın kesisi ile sağlanır.

Lazer Tedavisi Nasıl Bir Uygulamadır?

Lazer tedavisi oldukça etkili ve yeni sayılabilecek bir yöntemdir. Operasyonda az miktarda kan kaybının olması bu işlemin tercih edilmesindeki ana nedendir. Lazer tedavisi için gerçekleştirilen işlemde prostatı kesmek ya da buharlaştırmak yoğun lazer ışınları ile sağlanır.

Prostat Stentleri Nasıl Bir Uygulamadır?

Prostat stentleri hafif bir tedavi yöntemidir. Burada amaç üretrayı açık biçimde muhafaza etmektir. Ayrıca yerleştirilecek bu stendler ile doktor, hastanın mevcut idrar akımını artırmak yani normal seviyeye çekmeyi amaçlar. Bu işlem çoğunlukla cerrahi bir işlemi gerek genel sağlık nedeni gerekse de diğer sağlık nedenleri ile gerçekleştiremeyecek durumda olan erkekler için kullanılır.

Transüretral İğne Ablasyonu (TUNA) Nedir?

Transüretral iğne ablasyonu na kısaca TUNA adı verilmektedir. İşlem radyofrekans enerji içermektedir. Bu işlemdeki amaç prostatta yer  alan dokuyu sertleştirmektedir. Bu amaç doğrultusunda işlem ısı içermektedir.

Bu işlemin gerçekleştirilmesindeki diğer amaçlar ise aşağıdaki gibidir.

  • Prostat hacmini düşürmek
  • Belirtileri kontrol altına almak

Transüretral Mikrodalga Tedavisi (TUMT) Nedir?

Trandüretral mikrodalga tedavisi kısaca TUMT kısaltma adı ile anılır. TUNA işlemi ile benzer amaçlar edinen bu işlem tıpkı transüretral iğne ablasyonu gibi prostatı olduğundan çok daha sert bir hale getirmeyi amaçlar. Bu amaç doğrultusunda işlem mikrodalga enerji kullanır. Ayrıca işlemin amacı tıpkı TUNA’da olduğu gibi prostatın mevcut hacmini düşürmek ve semptomları düzenlemektir.

Prostat Tedavisinde Uygulanan İlaç Kombinasyonları Nasıldır?

Prostat tedavisinde uygulanacak pek çok ilaç vardır. Bazı durumlarda doktor, bu ilaçları kendi içinde belli bir düzene sokarak karıştırabilir. Bu karışımlar yani kombinasyonlar sıklıkla aşağıdaki gibidir.

  • Alfa-bloker ile 5 Alfa-redüktaz inhibitörleri
  • Alfa-bloker ile muskarinik reseptör antagonistleri

Şeklindedir. Buradaki amaç bu karışımla çok daha güçlü bir savunma mekanizması oluşturmaktır. Zira bu ilaçlar her ne kadar kendi başlarına oldukça etkili olsa da gerekli durumlarda çok daha etkili olabilmektedir. Ancak bu ilaçların bir arada kullanımı daima hastaya avantaj getirmez. Hastada çok daha fazla yan etki oluşturacak bu durum oluşturduğu yan etkiler nedeni ile ancak doktor önerisi ile kombin edilebilir. Doktorlar çoğunlukla bu karışımları orta ya da ileri derece belirti sergileyen hastalara önermektedir.


prostat1.jpg

Prostat nedir sorusu bir üroloji hekimi olarak sıklıkla karşılaştığım bir soru. Erkeklerde bulunan ve idrar torbasının hemen altında, rektumun ise hemen önünde üretra adı verilen işeme kanalını saran ceviz büyüklüğünde bez yapısında bir organdır. 18 gr ağırlığında olan bu organ salgıladığı salgılar sayesinde üreme fonksiyonlarına pozitif yönde etkide bulunur.

Prostat ameliyatı hiç şüphesiz ki pek çok erkeğin kâbuslarına konu olmaktadır. Bu organ, nedeni tam bilinmese de 25 – 30 yaşlarından itibaren büyümeye başlayabilir. Bu durum maalesef ki 45 – 50 yaş aralığındayken hızlanır ve kişide çeşitli rahatsızlıklara neden olur.

Üzerinde sertleşmeye yardımcı sinirler bulunan bu organ salgılarında meni hacminin %30 ile 40 gibi oldukça büyük bir bölümünü barındırır. Spermlerin sağlığını ve hareket etme becerisini muhafaza etmede büyük rol oynayan prostat, sahip olduğu değerler ile meniye rengini verir. Ayrıca bu organ salgıladığı salgılar ile meninin halini de etkiler. Başlarda meni, salgıların etkisi ile pıhtılaşırken daha sonra aynı salgıların etkisi ile erir. Vajen içinde gerçekleşen bu durum döllenme sırasında oldukça yararlıdır. Halk arasında prostat kötü bir algı yaratsa da salgıladığı salgılar sayesinde asit düzeyi yüksek bir ortam olan kadın vajinasında alkali seviyesini düzenleyerek spermlerin canlı kalması için gerekli ortamı sağlar ve böylece döllenmeye pozitif yönde etki eder.

Uzun lafın kısası pek çok erkeği strese sokan prostatın varlığı esasında oldukça önemlidir. Makalemin önceki kısımlarında da belirttiğim gibi belli bir yaştan sonra hızla büyüyen prostat sorun teşkil etmektedir. Eğer böyle bir prostat büyümesi söz konusu ise; bunu durdurmak ya da yavaşlatmak için mutlaka doktorunuzun önerdiği yöntemleri kullanmalı, araştırılmaya devam edilen paramedikal gıda ve ilaçlara moral seviyenizi maksimum düzeyde tutmalısınız.

İyi Huylu Prostat Büyümesi BPH

İyi huylu büyüme söz konusu olduğunda kullanılan BPH terimi, belirleyici birkaç belirti barındırır. Sık idrara çıkma ve idrar sırasında zorlanma hissi, belirtilerin başında gelir. Zaman zaman ani idrar hissi ve bazen de idrarı tutamama yani idrar kaçırma şeklinde ortaya çıkan BPH belirtileri, bu rahatsızlıktan muzdarip kişilerin sosyal hayatını olumsuz yönde etkilemektedir. Kendisini sürekli tetikte olmak zorunda hisseden hastalar, zamanla sosyal hayatlarından ve yaptıkları aktivitelerden vazgeçebilir. Ayrıca geceleri pek çok kez uyanma ve buna bağlı olarak hastanın kendisini yorgun hissetmesi de yine bu belirtiler arasında yer alır. Kısacası;

  • İdrarı yapmaya başlarken zorlanma, gecikme
  • İdrar yapma şiddetinde azalma (tazyik)
  • Kesintiler halinde aralıklı idrar yapma
  • İdrarı yaptıktan sonra dahi idrarı tam boşaltamama hissi
  • Gece uykudan idrar yapmak için ikiden fazla kere uyanma
  • 2 ya da daha sık aralıklarla idrara çıkma
  • Ansızın bastıran idrara çıkma durumu
  • Ansızın bastıran idrar sonucu kaçırma durumu

Belirtiler arasındadır.




OP.DR. RUHİ GÜNGÖR





OP.DR. RUHİ GÜNGÖR