Prostat; tüm erkeklerde bulunan bir organdır. Bez benzeri bir yapıya sahip olan bu organ yaklaşık olarak bir ceviz büyüklüğündedir. Yaklaşık 18 gram ağırlığına sahip bu organ idrar kanalını sarmaktadır. İdrar torbasının altında, rektumun ise önünde yer alan organ üreme işlemine katkıda bulunur. Salgıladığı salgılarla sperm dostu olan bu organ çoğunlukla 40’lı yaşlara kadar herhangi bir sorun teşkil etmez. Spermlerin canlı kalmana imkân sağlayan bezimsi yapıya sahip bu organ; 40’lı yaşlardan sonra büyüyebilir. İltihaplanma gibi farklı rahatsızlıkların da görülmesi oldukça muhtemel olan organ, zaman zaman kırk yaşından daha genç erkeklerde de görülebilmektedir. Bu nedenle 25 – 30 yaş arası erkeklerin belli aralıklarla muayeneden geçmesi büyük ölçüde önem taşır.
Prostat Büyümesi
Prostat büyümesi; 25 yaşından itibaren erkeklerde görülebilen bir rahatsızlıktır. 25 – 30 yaş arası bilhassa rastlanan büyüme özellikle 40 – 50 yaş arası ivme kazanır. Her erkekte olmasa da çoğu erkekte rastlanan bu rahatsızlık kişiye fiziksel ve ruhsal bir takım sıkıntılar verebilmektedir.
Döllenmeye yardımcı olması işe bilinen organ, büyümesi halinde kişiye rahatsızlık verebilecek bir takım durumlar doğurabilir. Büyüme ilerledikçe rastlanan rahatsızlık durumları da artacaktır. Bu nedenle büyümede erken teşhis oldukça önemlidir.
Erkeklere özgü bu organ normalde ceviz büyüklüğünü geçmeyecek ebatlara sahiptir. Cevizden daha büyük ölçülere sahip olan organlar için büyümeden bahsetmek bu nedenle yerinde olacaktır. Rahatsızlığın sebep olduğu etkileri azaltma ve olası ilerlemeyi durdurarak gelecekte daha büyük sıkıntılar yaşamamak adına kişi belirtilerin kendinde olup olmadığını zihninde irdelemeli, düzenli aralıklarla kontrollerden geçmelidir.
Prostat Belirtileri
Prostat belirtileri; büyüme söz konusu olduğunda kişide görülmeye başlanır. Bazı durumlarda kişi büyümeye maruz kalsa dahi herhangi bir belirti göstermeyebilir. Büyümenin sessiz kalması diye açıklayabileceğimiz bu durum oldukça tehlikelidir. Zira herhangi bir belirti göstermediği için kişi bir sorun olmadığını düşünecek ve önlem ile tedavi için herhangi bir aksiyonda bulunmayacaktır.
Belirti gösteren durumlarda kişi üriner sistemi ile ilgili bir sıkıntı olduğunu tahmin edebilir. Zira prostat büyümesi belirtileri;
- İdrarı yapmaya başlarken zorlanma
- İdrar tazyikinin zayıf (az) olması
- Kesik kesik idrar yapma
- İdrar yaptıktan sonra idrar torbasını tam anlamıyla boşaltamama hissi
- Günde bir saatten daha kısa sürede idrara çıkma isteği
- Aniden gelen idrar yapma isteği
- Ani gelen idrar yapma isteğine bağlı idrar kaçırma, idrarı tutamama
Prostat Muayenesi
Prostat muayenesi; pek çok yönü ile erkekleri geren bir konudur. Organın konumu, muayene yerini de etkilediği için pek çok erkek kontrollerini aksatmaktadır. 5 farklı muayene şeklinin bulunması hastaların yaşadığı korkuyu yenmesine çoğunlukla yeterli olmamaktadır. Fiziksel muayene, PSA, Üriner USG, Üroflowmetri ve kreatin gibi yöntemler şu şekildedir:
Fiziksel muayene elle gerçekleştirilen bir yöntemdir. Makattan parmakla yapılan müdahalede doktor büyüklüğü ve ele gelen herhangi bir kitle olup olmadığını rahatlıkla değerlendirebilir. Bu nedenle rektal tuş muayenesi adı da verilen bu fiziksel kontrol, prostat teşhisi konmasında kilit rol oynamaktadır.
PSA yöntemi, prostat şikayetleri ile hastaneye başvuru gerçekleştirilen hastalarda kanser şüphesi nedeniyle uygulanan bir yöntemdir. PSA muayenesi tek başına teşhis koymada yeterli değildir; doğru teşhis için fiziksel yöntemlerin de kullanılması şarttır. rahatsızlığın iyi huylu büyümesi olarak kabul edilen bph’nın yanında bez; hacim olarak hiç büyümeden ve idrar yapma şikayetleri yaratmadan da kanser geliştirebilir, bu nedenle psa takibi çok önemli bir olgudur.
Üriner USG, prostat hacminin ölçülmesi, mesane kapasitesinin değerlendirilmesi, idrar yapma sonrası idrar torbasında kalan idrar miktarının tespiti (PMR) ve böbreklerin durumu için ultrasonografi yapılmasıdır.
Üroflowmetri, idrar tazyikinin değerlendirilmesi için gerçekleştirilen bir testtir. Testin yapılış şekli, hastanın iyice sıkıştırılarak özel bir aletin içine idrarını yapması şeklindedir.
Kreatin; idrar yaparken zorlanmanın böbrek fonksiyonlarının bozulması nedeni ile olup olmadığını anlamaya yarar.
Prostat Tedavisi
Prostat tedavisi; çok eski zamanlardan bu yana deneme şeklinde kullanılarak geliştirilmiştir. Halen ilaç halinde piyasaya sürülen pek çok bitki ekstresi bulunmaktadır. Prostata ameliyatsız çözüm arasında yer alan bu tedavi yalnızca kısmi iyileşme sağlamaktadır.
Günümüzde tıp bu rahatsızlığın şikâyetleri için iki farklı ilaç grubu geliştirmiştir. Birinci grup alfa bloker adı verilen ve organda bulunan düz kaslarda ve idrar kanalında gevşemeye neden olan ilaçlardır ve konuyla ilgili tüm hastalara verilebilir. İkinci grupta ise organın hacmini küçülten ilaçlar yer almaktadır. İkinci grupta yer alan ilaçlar yalnızca organ hacminin 40 ve üzeri gramajlarında etkili olur.
“BPH tedavisi” olarak da adlandırabileceğimiz bu tedavi seçeneğinde bir diğer seçenek ise cerrahi müdahaledir. Kapalı ve açık cerrahi müdahalelerin yer aldığı bu tedavi yönteminde TUR operasyonu adı verilen kapalı yöntemi çok daha popülerdir. Bunun nedeni açık cerrahiye nazaran;
- Hastanın daha çabuk iyileşme göstermesi
- Kanama miktarının azlığı
- Operasyon sonrası konforun daha yüksek olması
- Operasyon sonrası taburcu olma süresinin daha kısa olması gibi pek çok faydası vardır.